denizi seyreden yağmur kuşları şahit
öyle hasretle bekliyorum
öyle yanmış öyle daralmış ki içim
gerisi boş
kıvrım kıvrım bir uğultu
sanki ta derinlerimde bir çağlayan akıyor
uçurumun girdaplaştığı noktada
bir ses
bir ses ki uzak bitik yanık
ta ötelerden geliyor
taşa üflense eritecek
dokunuyor cismimin tüm şekillerine
benliğimin içinde tecelli buluyor cereyanları
kıyısız kıtalarda yol alıyorum
kayıp bir parçayı aranıyor gibi
bulana dek gideceğim
yeniden bir yaratılışın arifesine
susuzum içim yanıyor
yağmursuz bir iklimin uçlarında
göğümde milyar ışıkların barındığı
yıldızlardan fışkırmış elmas pırıltılı bir nur
sağımda güneş solumda ay
önümde deryalar ardımda ummanlar
bir ışık harmanı
göğsüme doğru akıyor parlak parlak
bir takım masallardan faraza
su üstüne yazılmış kocaman bir yazı gibiyim
bir toz zerresi kıvılcımı halinde
yıldız yıldız fezayı yutmaya çabalayan
azgın bir canavar
bir ejderha gibi
bir şey ruhuma musallat
hiç kimsenin daha evvel bilmediği
ötelere ait bir sır
kokusu portakal yaprakları gibi
rutin nefeslerle
dolup taşıyor zihnimin dört köşesine
gözlerim kapalı düşünüyorum
derin bir boşluk gibi
ağzından tek söz çıkmayan
mesela bir ağaç gibi
bir mezar taşı gibi sessiz
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 8.12.2021 15:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!