Kaybolup Gidiyordu Gençlik

kaybolup gidiyordu gençlik
maskeli dünyanın
sahte kimliğine bürünüyordu
binbir suratla dolaşıyor kimliğini arıyordu

kaybolup gidiyordu gençlik
saman alevi parlamalar şuursuzca koşuşturmalar
sokak ortasında sarhoş naralar
yüzyılın esaretini yaşıyor insanlar

kaybolup gidiyordu gençlik
ruhu paraya tutsak olmuş duygular buharlaştırılmış
yüreğe dolmuş korkular
yalanla dolanla avutulmuş gençlik

kaybolup gidiyordu gençlik
güneşin batışını seyrederken çamlıcadan
yaşamın çilesini yüklemişti sırtına
yüreğinde binbir fırtına koparken
yaşıyordu hayatın farkına varmadan

kaybolup gidiyordu gençlik
gözleri bantla sarılmış gibi
yarını dünden çalınmış gibi
horuz şekeri elinden alınmış gibi
kendi kendine kuruntular kendi kendine avuntular

kaybolup gidiyordu gençlik
rakamlar büyüyor insanlar altında eziliyordu
adına eflasyon diyor anlamını bilmiyordu
lenini moskofu savunmalar kendi kişiliğine maymunu giydirmeler
uyan ey gözlerim düşünen genç beyinlerim
kuran- ın ışığında kurtuluş bizi bekler

kaybolup gidiyordu gençlik
zorla koparılmış benliğinden
iman fakirliğinden zikir yokluğundan inleyen
bağından koparılmış bir fidan gibi
sağa sola yalpalamalar
bir yalancı aşka düşüp kıskanıp kahrolmalar

kaybolup gidiyordu gençlik
bir anlık zevklerimiz için
feda ettik imanımızı
ihmal ettik namazımızı
boşa harcadık hayatımızı

kaybolup gidiyordu gençlik
belden aşağı yarıştırdılar
beyinleri rakılarla uyuşturdular
gençliğimizi küfürlere alıştırdılar

kaybolup gidiyordu gençlik
boğazda sis henüz dağılıyordu
üsküdarda vapur sesi duyuluyordu
martılar çığlık çığlığa atılan simitleri kapıyordu
aklımızla midemiz savaşıyor
karnımızı doyurmak için koca bir gençlik feda ediliyordu
batı batı diyerek
ahlaksızlığa boyun eğerek
ne töre kalmış ne din ne örf ne adet
gözünü aç gözünü bir zahmet

Çamlıca/İSTANBUL