Bağışla merakımı
son zamanlarda ne söylediğimi bilmez oldum
İçtiğim zehir kustuğum acı
Biraz ahmakça gelebilir sana
Belki haklısın da “ama”
Ne için bu kavga anlamış değilim.
Ekmek ile doymaz oldu nasılsa karnımız
Nefret dolu bir ruhun gölgesinde
Ölümün de bir hazzı olduğuna inanıyorum.
Göğsümde kanatlanan bir yanılgıdır bu
Bir yaşam belirtisi bulmalıyım ruhumda
Hayalperest bir adamın doğurduğu varsayımlar
Bedenimi sarsan bu çılgın zevklerin
Acıya gebe kaldığını bilmek
Bir başına kalmak
İçine susmak
İnsan kendine nasıl susar?
Kabuğuma çekildikçe çığlık çığlığa
Dostoyevski’nin şu cümlelerini anımsıyorum.
“İnsana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak. Yoksa hangi balık boğmuş kendini,hangi serçe atlamış camdan?
Muhammed Emin Sayıner
Kayıt Tarihi : 22.11.2018 04:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnsan kendi gölgesinin altında kalınca anlıyor her şeyi. Her şey netlik kazanmaya başlıyor Zihni’nde. İnsan kendine nasıl susar sorusunun cevabını ruhunda yaşarak bulduysa eğer sözlere ihtiyaç duyuyor. Ekmek kadar su kadar gerekli oluyor acıyı yalnızlığı kusmak. Ve şiirler aslında ruhun kusma biçimidir... Muhammed Emin Sayıner Saygılarımla...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!