Çıktım yavaş adımlarla dinlenmeden tepesine bir çayırın,
Yavaşça batarken gün, kaybolurken aydınlığı güneşin.
Binbir çeşit çiçek, binbir türlü ot ve diz boyunda çimenler
Bakire bir toprakta gezdim, değmemişti eli hiçbir insanın.
Ayağım takıldı ufacık bir taşa, düşer gibi oldum yürürken,
Ufak bir zambak bitmişti, gördüm dizlerimin üstündeyken.
Hiçbir çiçeğin olmadığı kadar güzel, renkli ufak bir çiçek,
Bu sakin ve koca düzlükte, küçük bir sürprizdi kaderden.
Şeytan fısıldadı kulağıma, dedi kopar onu çabuk oradan
"Düşünsene daha göremezsen, onsuz yaşayamazsan?"
"Kaderin yolu bu, belli mi olur neler yapacağı, yaptıracağı..."
Kovdum onu oradan, "Çık kalbimden Şeytan, in omzumdan"
Devam ettim yoluma, yüreğimde olan, bir çiçeğin zerafeti,
Aklımda olan ise kafamda dönen şeytanın muhalefetiydi.
Bir anlık arkama bakayım dedim, ah, canım aksi şeytan!
Bir daha çekiyorum yine cezasını dinlemiyor olmanın seni.
Solmuştu adımımı bastığım her yer, kalan şey çayırdan
Artık çayır şeklinde yakılan ağıttı, yoktu eser zambaktan.
Bir damla gözyaşı süzüldü yanağımdan, ince acı bir yaş.
Gömmek için geçti çiçeği bir tabuta, yapılmış olan ağıttan.
Gök tuvali mavi ve kırmızının şöleni olmaya yüz tutmuştu.
Vakit kaybedemezdim artık, buradaki zamanım azalıyordu.
Çiçek illa ki bir gün solacaktı zaten, anlamsızdı tutmak yas
Zaten sevmekti asıl önemli olan, kalp böyle kendini avuttu.
Kayıt Tarihi : 2.11.2022 22:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!