Vaktiyle yaşanmış ve kayda geçirilme fırsatı bulunamamış bir öykü bu.
Üç üniversite öğrencisi, biri fizik ikisi tarih, biri 19 diğer ikisi 21, gurbette ilk seneleri. Babaları ilk geldikleri gün yerleştiriyor bunları yurda, tesadüf ya aynı koğuşta üçü. İlk beş aylarını geçiriyorlar aynı odada. Altlı üstlü küf kokan ranzalar, rutubet kokusu, ter kokan kullanılmış battaniyeler, kalabalık, kendilerinden uzak paylaşımla dolu ama paylaşımsız bir beş ay. İlk kapısını açtıklarında gurbetin beklediklerinin bu olmadığının farkındalar. Ama babadır dinlenmelidir sözü. Kapatılıveriyorlar bu açık ceza evi görünümünde yarı bağımsız devlet dairesine. Tam bağımlı bir hayat ye ye, yat yat. Bu da ne diyorlar neresi burası. Baba ayrılırken çehre diyor tanımalısınız çehrenizi, tanımalısınız çevrenizi. O vakit izin var kendi hayatınızı yaşamaya. Babadır dinlenmelidir sözü eyvallah. Geçiyor beş ay öyle veya böyle.
Yarıyıl tatili gelip çatıyor. Şimdi evlere dağılma vakti. Şimdi analarının sıcak çorbasının sırası şimdi özlem sırası giderme sırası tüm sıkılmışlığı. Çıkmadan anlaşıyor cümlesi; Bak kardeşim diyorlar kandıracağız babalarımızı, böyle geçmez bu ömür, baktığımız kadarıyla gayet geniş çehre ve çevremiz, tanıdık gördük yetmez mi? Diretmek lazım kendine özel bir yaşamda.
Atlayıp otobüse tutuyorlar memleket yolunu. Biri Artvin ikisi Afyon yolcusu, şimdi ana sırası, şimdi sıla sırası, şimdi kestane kokusu sırası, paylaşımsız saatler sürecek banyo sırası. Koklaşma sırası, ağlaşma sırası, sevişme sırası.
Göz açıp kapıncaya geçiyor sıla sefası. Tutuluyor gurbet yolu. İkisi emin kendinden diretmişler babaya geçirmişler sözünden. Baba demişler ders, baba huzur, baba paylaşım, baba güven. Güvenmiş baba bırakmış kendilerini kendilerine. Diğeri dinletememiş ne yapsa, en sonunda ilk geleni söylemiş aklına. Baba siyaset demiş baba bıçaklama baba kavga, baba güven, yurt demiş baba kan demiş.
Çık demiş baba çık, git yoluna, tamam demiş şimdi inandım büyüdün, var git yoluna ne halin varsa…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.