Kaybedilen gün
Bir buluttan bakarcasına şefkatimle ruhumun tel tel çözüldüğü sahnenin başrolü gözyaşların
Hafif soğuk esse rüzgar duvarlar inşa ederim etrafına
bir dalga ıslatsa paçalarını
Dalgakıranlarla hesaplaşırız
Elin yansa, ateşe atarım ciğerimi
Kalbine acı veren her şeyi hasmım bellerim
Ölüm olsa sonunda…
Sonra bir akşam vakti hiç tanışmamış gibi yaparız
İsimlerimizi hatıra olarak kullanırız sohbet sırasında
Sen hiç gözlerime aşkla bakmamış gibi yaparsın ben de inanırım aslında hiç öyle olmadığına
Sonra yine bir gece vakti durup dururken sen benim en sevdiğim
hafif soğuk esse rüzgar
Ceketimi verirdim sırtına
Bir dalga ıslatsaydı paçalarını
Kuruturduk sahil boyunca
Elin yansa ateş olurdu ciğerim
Kalbine acı veren şeylere merhem olurdum
Yaşamak pahasına…
Şimdi bu aşk nihayete erdi
Acaba bir başka dünyada senle ben biz
Işıklarca uzak bir şehirde
El ele Moskova’da havalimanında
Üzerinde krem rengi boğazlı kazak
En sevdiğin trençkot
Yarısına kadar içtiğin pet şişede suyun ve yanıbaşında altında duran mavi valizin
En sevdiğin renk bilirim
Dalga dalga saçlarının araladığı güneş gibi yüzün
Umutsuzluğa savaş açmış gözlerin
Elinde ben benim elimde ince parmakların
Farkında mıdır sensizliğin?
Sahip olduğu şeylerin hesabını vermişlerin kaybetmişlerin farkında mıdır?
İnancı var mıdır geri kalan her şeye?
Yitirdiklerimin tamamına haiz midir?
Ölçüsü var mıdır sevgisinin yoksa uçsuz bucaksız mıdır yaşadığı ana olan dikkati?
Kayıt Tarihi : 19.2.2024 18:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!