halbuki orada oturmuş
o geceden sıradaki günleri
düşünüyorduk
duvar gibi karşımıza dizilen
bulutlara bakarak
öyle bir kahroluyorduk ki
biliyorsunuz
saman alevi gibiydi
bir yanıyor, bir sönüyordu
göz bebeklerimiz
kalkıp da bu şehirlere biz yerleştik
en güzel şarkılarımızı bırakıp
en güzel gözüken ışıkların
aldatısında
kalkıp da bu şehirleri biz böldük
sokaklara
biz kararttık caddelerini
biz aldık sevgili soktuk
adımların aralıklarına
biz büyüttük, biz biçtik bu
kaldırımların yalnızlıklarını
sarhoş olduk ayılırcasına
çaprazladık tüm şeritli yolları
hatıralar koyduk ufaktan aralarına
biz bildik, kendimizdik
sanıyorduk, hep sanıyorduk
neyin nerede ne zaman biteceğini
şimdi daha iyi anlıyorum
gözlerimi kapattığımda
gördüğüm resimleri
o zamanlar düzenbazdık
aldatırdık bakışlarımızı
güneşe doğrulup biz kısmadık mı gözlerimizi
öyleyse bu şehirler diyorsun ya
ıslak mıydı biz anlatırken bir şeyleri
deme bırak, neyi varsa bırak
zorlama kilitli kapılar ardındakileri
neyi varsa bırak
zamanı gelir değil mi
nereden terkedersek bu şehri
zamanı gelir değil mi
tüm yangın çıkışlarının
sığınakların, çiçekçilerin
meyhanecilerin, kaldırım taşlarının
öyleyse terkediriz
şimdi diyorum ki
bırak
akşamlık baş ağrılarım dinmiyor
bildiklerinizi anımsatmak
haddim değil ama
biliyorsunuz
üç beş asırdır
ben aynılılıkla
bir başımayım, yalnızım
saçlarım daha seyrek şimdi.
Erhan TabakKayıt Tarihi : 21.3.2013 11:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!