Çiçek bozuğu bir yüzü andırıyor
Yağmurdan sonra camlar.
Tuhaf hüzünlü bir sessizlik
Örtmüş sanki! her şeyi.
Delip geçiyor
Toprağın suya doymuş kokusu.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok güzel yorumlayarak,anlamlı ve anlatımlı bir çalışma olmuştur.Kutralarım Sayın Hatice Bediroğlu.
Mürsel Adıgüzel
güzel şiirinizi zevkle okudum efendim...................sağolasınız............
harika dizelerinizi kutlarım...sevgiler
ekrem bozkurt
İnce ince kıyıyor özlem
Kıyıyor vallahi...Sevgilerimle...Şiirlerinizi çok seviyorum...
Delip geçiyor
Toprağın suya doymuş kokusu.
Yitirdiğini zannettiği anıların bekçisi
Kolunun altında geliveriyor bohçayla
Gözlerinden yuvarlana yuvarlana
Kopup gidiyor berrak yaşlar.
İnce ince kıyıyor özlem
Sıcak duyguların buz dağı misali buz kesmiş yüreğe çarpması gibi...Harika bir anlatım...Sevgilerimle...HAtice Güler.
belleğe yerleşen mazi hep aynı sıcaklık aynı sızı ve belki de hep aynı kalacak dünün hasreti...saygılar...
İnce ince kıyıyor özlem
Geri dönülemeyecek
“Dün” de yaşanılanlar ...........keyifle ve sindire sindire okudum dizeleri.Teşekkürler...
Sevgilerimle
Nazan İzmirli
Şiirinizle onlarca ruha dokundunuz.İç hesaplaşmalar ve bizlere öğretilmiş olan çaresizlikler...Mutsuzluğa sürüklenmemek için, çıkmaz bir sokağa girilmişse eğer yol aramaktansa bence yapmamız gereken ilk şey o sokaktan geri çıkmaktır .Çünki hayat ne geçmişi sorgulamak nede gelecekle ilgili hayal kuracak kadar uzun değil.Bize sadece şimdiki zamanı doya doya yaşamak kalıyor tabi bunuda becerebilirsek.
Ellerin yorulmasın,sevgilerimi gönderiyorum...
Geçmişe özlem duymayan insan var mıdır acaba,ne denli güzel yaşama şansına sahip olursak olalım yüreğimizin bir köşesinde geçmişten bir güzelliği mutlaka saklarız çünkü hepimiz insanız ve duygularımızı engellemenin yolunu hala bulamadık iyi kide bulamadık sayın Bediroğlu,değilse dizelerinizdeki gibi güzellikler ortaya çıkmazdı..Sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın.Sevgilerimle..
Çınar GÖLE
Güzel şiirirn için tebrikler . Gideni tutmak olası değil.Ben hancı yol bekleyen yolcu bekleyen,Koyup koyup giderlerde beni kalırım hiçe yaydığım sevgimle, Serap yeşil
Bu şiir ile ilgili 51 tane yorum bulunmakta