Zaman, yetmişli yılların son çeyreğini gösteriyordu.
Gökyüzünde bulutlar kızılımsı bir hal alıyordu.
Güneş, vitesi boşa atmış, akşam oluyordu.
Çıkagelen adamın öfkesi gözlerinden okunuyordu.
Avazı çıktığı kadar bağırıyor bağırıyordu...
Ne olduğunu anlamayan ahali şaşkındı.
Abisi kapıdan çıkar çıkmaz üstüne çullandı.
Elindeki sopayı rastgele salladı salladı.
Zavallı adam neye uğradığını anlamadı.
Bir iki darbeden sonra yere yığıldı.
Kanlar içinde hareketsizce yerde kaldı.
Komşular adamı kaldırıp evine taşıdı.
Bir süre yorgan döşek yatalak kaldı.
Toprağa düşmesi de pek fazla zaman almadı.
...
Şimdi, ne kavgaya sebep; su ve toprak var.
Ne de dünyayı birbirlerine dar eden kardeşler.
Olayın canlı şahitleri unutmaya yüz tutmuşlar.
Okuyunca bu şiiri Adırnazlılar hatırlayacaklar.
25.09.2005
Talip DemirKayıt Tarihi : 9.8.2010 20:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Doğup büyüdüğüm köyde araziyi sulamak için suyu nöbetleşe kullanan iki kardeş vardı. (Gerçi benzer durumda bir sürü insan vardı.) Bu iki biraderden küçüğünün dört, büyüğünün ise iki oğlu vardı. İkindi vakti köye hışımla gelen küçük kardeşin ağabeyine saldırısını gözlemiştim. Kaç yaşımda olduğumu hatırlamıyorum ama ilkokula henüz başlamamıştım.Tanık olduğum bu olayı anlatmaya çalıştım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!