enseni traşlıyor düşünceler
açsan ağzını zıplayacak kelimeler
boşluğa açılan kapının tokmağı
yan bahçenin kristalleşmiş yüzü
elbet kendini asacaksın
hem de kendi sözlerinle
dilinde küllenmiş yangın ihbarı
dumanında anaç kedi ve patlak gözlü dağ baykuşu
resimler çizip kendi kuyruğuna
şiirler yazman
seni unutulmaz
-yapmaz
bir iki üç tıp
kalbine demirden mızrak
kanatlarına gümüşten ok
ruhuna fatiha
rüyanın son basamağı ilk basamağından hafif
iç! görünmezlik iksirini
umudu yontan son damlanın hatırasına
gözlerin bir kavanozda
raf ömrü tükenmiş-
-mişlik sendromu- bu
neyse ne
fark etmez
etmez işte
yanılsamalar ve yanılgılar çeşmesinde eriyen-
özün- kurumuş kayısı-
-çekirdeksiz-
bir iki üç tıp
bir pula bir yokluğa mı sattılar
ruhunda çoğul engebeler
bir rüya çarpı bir rüya daha
yalanı bol bir yılanın içine mi düştün
ne yana tükürsen o yanın rüzgâr ağzı
sanrılar tüneller boyunca
ve boyun kısacık
gözlerin kavanozda
taş sektiriyor kesik uykuların
çiçeksiz bir saksının mahmurluğu mu?
yoksa milyarlarca ruhun umursamazlığı mı?
seni yıpratan
yıldıran
öldün işte
bir iki üç tıp
kalbine demirden mızrak
kanatlarına gümüşten ok
ruhuna fatiha
fazlaca
düşünme ismail
duvar üstüne duvar örmek gölgelerin işi
gözlerin hâlâ kavanozda
15.01.2015
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 5.2.2015 01:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!