KAVANOZ ve BİR FİNCAN KAHVE
Ne zaman hayatında bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa, o zaman kavanozu ve iki fincan kahveyi hatırlayınız!
Bir gün bir felsefe profesörü, elinde birkaç kutu olduğu halde derse gelir. Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir kavanoz alır ve ağzına kadar tenis topları ile doldurur. Ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar;
Öğrenciler ittifakla kavanozun 'dolduğunu' ifade ederler. Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı küçük çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur.
En eski yalnızlığımdır aşk benim
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Devamını Oku
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Önemsizden başlarsak önemliler dışarda kalacak............güzel bir ders........akılda kalıcı çok hoş bir örnek.........teşekkürler........kutluyorum paylaşımınızı can-ı gönülden...........Saniye Sarsılmaz
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta