Her mümin için iman, hayatının merkezinde yer alması gereken en temel meseledir. Ancak, iman yalnızca Allah’a inanmak değil, O’na hiçbir şeyi ortak koşmadan, katıksız bir bağlılıkla yönelmekle anlam kazanır. Bu bağlamda, gizli şirk, yani Allah’tan başka varlık ya da güçlere itimat etme, insanın imanını gölgeleyen en tehlikeli unsurlardan biridir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetler, iman konusunun hassasiyetini ve şirkten sakınmanın önemini defaatle vurgular. Bu nedenle, her mümin bu mesele üzerinde derinlemesine düşünmeli, kendisini sorgulamalı ve kalbini yalnızca Allah’a yöneltmelidir. Katıksız iman, insanın yalnızca Allah’ı tek dost ve yardımcı olarak görmesi, tüm amellerinde sadece O’nun rızasını gözetmesi ve hayatını O’nun belirlediği kıstaslara göre düzenlemesidir. Allah’ın “Ve yalnızca Rabbine rağbet et” (İnşirah Suresi, 8) emri, bu durumu net bir şekilde açıklar. İnsan, dünyadaki tüm nimetlerin ve güçlerin Allah’ın kontrolünde olduğunu bilmeli ve yalnızca O’na tevekkül etmelidir. Bu, Allah’tan başka hiçbir şeyin insan için öncelikli olmadığını kabul etmekle mümkündür. Gizli şirk, bir insanın farkında olmadan Allah’a olan imanını başka varlıkların hoşnutluğuyla karıştırmasıdır. Bu, bazen insanların rızasını kazanmaya çalışmak, bazen de kendi nefsi arzularını Allah’ın rızasının önüne koymak şeklinde tezahür eder. Kur’an-ı Kerim’de bu durum, “Gönülden katıksız bağlılar olarak O'na yönelin ve müşriklerden olmayın.” (Rum Suresi, 31) ayetiyle açıkça yasaklanmıştır. Mümin, yalnızca Allah’a dayanıp güvenmeli ve yalnızca O’ndan korkup sakınmalıdır. Allah, Kendisi’ne katıksız bir şekilde yönelenleri dosdoğru yola ileteceğini vaad ederken (Rad Suresi, 27), gizli şirkin bu yolculuğun önündeki en büyük engel olduğunu da belirtmiştir.
Allah’a rağbet etmek, insanın yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu esas amaç edinmesi ve O’na sarsılmaz bir güven duymasıdır. Bu, şu anlamları içerir:
1. Yalnızca Allah’a Güvenmek: İnsan, hayatındaki her zorluğun ve kolaylığın Allah’tan geldiğini bilerek, O’ndan başka bir yardımcı aramamalıdır.
2. Allah’ın Rızasını Hedeflemek: Tüm ibadetlerde, amellerde ve niyetlerde sadece Allah’ın hoşnutluğunu kazanma amacı güdülmelidir. Diğer insanların memnuniyeti bu hedefin önüne geçmemelidir.
3. Allah’ın Emir ve Yasaklarına Uymak: Mümin, hayatını Allah’ın belirlediği kurallara göre düzenler. Bu, hem bireysel ibadetlerde hem de sosyal hayatta geçerlidir.
4. Dünya Kaygılarından Arınmak: İnsanların ne düşündüğü, ne söylediği veya nasıl değerlendirdiği, Allah’a rağbet eden biri için önem taşımaz. Onun için asıl dost olan Allah’ın hoşnutluğu yeterlidir.
Birçok mümin, şirkten uzak olduğunu düşünebilir. Ancak insanın bundan kesin olarak emin olmak yerine, sürekli bir iç muhasebe halinde olması gerekir. Çünkü nefsin arzuları, dünya hayatının süsleri ve insanların etkisi, farkında olunmadan gizli şirk tuzağına düşmeye neden olabilir. Bu nedenle mümin, imanını sürekli sorgulamalı, gizli şirkin izlerini kalbinden arındırmaya çalışmalıdır.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta