Kasvetli,karanlık yollarımın soluğa muhtaç akşamları
En yitik saatlerimin bahara uzak kör avluları
Masivamdan yıkılmış,kapalı kapıların tutuşan mısraları
Heyhat ! Karanlık yazgısı mıdır alnımın köhne derin satırları ?
Sıkıntı her demdir ; acıtan içimi züldür,bu kaçıncı ahuzar ?
Hürriyetimden yoksun bir kabına sığdıramadığım; koca ahlar
Ummanda dökülsem,gönül deryasına kulaç atıp kavuşsam ; yine sonbahar
Ne çıkar (!) Uzak mıyım yakın mıyım ben kainatta yalnız bir damlayım
Küheylan yıkılır,sarı sokak siyaha boyanır
Denizler köpürür dalgalarla kıyılar yıkanır
Debdebeli ömür sahnelerim bir rüzgarda sallanır
Kader ya bir tufan olur kuşlar da yıkılır
Ne o ela gözlerimde parıldayan altın seneler
Ne de bıçak gibi keskin, bir kurşun kadar derin ; geri dönüşsüz kelimeler
Dönüp baktıkça ardıma ; bol keseden doldurulmuş kara bir defter
Yan derdine gönül,ukbada tüm hakikatıyla bekler seni mahşer
Mehmet Özkan Özer 2
Kayıt Tarihi : 14.10.2018 23:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!