Hak yerine, menfaat anıldı, böyle oldu.
Haram kasa, helalden sanıldı, böyle oldu.
Elbetteki 'lahavle' çekecek muti olan;
Çok konuşmak, yiğitlik sanıldı, böyle oldu.
(13 Kasım 2008)
..
Hüzün mü koydun bugün, kadehime ey saki!
İçtikçe o geliyor, karşıma hep inan ki.
Dalıp gidiyor yine, gözlerine gözlerim,
Nefessiz kalıyorum, zaman duruyor sanki.
15 Kasım 1988-Salı/Ankara
..
Geç şöyle de karşıma, sür taşını Hüseyin,
Yenilince kızmak yok, dedim bak peşin peşin,
Ye bakalım taşımı, yüklenip sağdan soldan,
Bilesin ki damaya çıktığımda zor işin.
17 Kasım 1990-Cumartesi/Bilecik
..
Hayat boşa bir nefes, artık canansız canda,
Hükmüm idam yazılmış, elindeki fermanda.
Ben zaten bir ölüyüm, gönlümden vurulmuşum,
Cellat çek tabureyi, boynum kalsın urganda.
13 Kasım 1984 – Salı / Ankara
..
Yitirdim artık seni ebedi biliyorum,
Gönlümün defterinden, adını siliyorum.
Bu sayfa boş kalacak, bil ki Mahşere kadar,
Seni nasıl kaybettim, kahrımdan ölüyorum.
25 Kasım 1990 – Pazar / Bilecik
..
Dün bir rüzgâr getirdi, kokunu buram buram,
Kabuk bağladı derken, kanadı eski yaram.
Dalıp gittim bir ara, çıkageldin karşıma,
Canlandı gözlerimde, seninle her hatıram.
8 Kasım 1990-Perşembe/Bilecik
..
Bu son olsun vefasız, daha gelmem kapına,
Bul başka yar diyorsan, son sözün buysa bana,
Kolay olsaydı öyle, unutup başka sevmek,
Bırakıp gelir miydim, gururumu bir yana.
23 Kasım 1984- Cuma / Ankara
..
Bu yolun sonu belli, heyhat! Mutlaka hicran,
Hazır ol yokluğuna, henüz kopmadan tufan,
Kendine bir teselli, ara şimdiden gönül,
Yoksa halin haraptır, o gün geldiği zaman.
25 Kasım 1985-Pazartesi /Ankara
..
Sensiz olmaz diyordum, oldu olmaya lakin,
Bir ömrü heba ettim, ne yazık senin için.
Değmezmiş hiç meğerse, onca kahra acıya,
Hicranla yaşanırmış, en büyük aşk dediğin.
16 Kasım 1989-Perşembe /Ödemiş
..
Allah'ın Altındadır 'Atlantalılar'!
Bilim ve inançta sapıtıp gitmiştir,
gerçek Tanrı üstüne 'tanrılar' koyanlar.
Allah'ın üstünde değil, altındadır;
bütün uydurma rablar ve 'Atlantalılar'!
..
Kaç kere yaralandı, kanı içine aktı.
Bu yürek ne çektiyse senin yüzünden çekti.
Şimdi yorgun, haliyle; bırak kendi başına,
Var git artık sevgili, geçti sevdanın vakti,
12 Kasım 1990-Pazartesi / Bilecik
..
Gel bir dokun kalbime, gör yarası ne derin,
Düğün kınandan evvel, kana batsın ellerin.
Son bir hançer daha vur, bir an evvel öleyim,
Görmeden şu gözlerim, seni bir gün ellerin
7 Kasım 1988-Pazartesi / Ankara
..
Sen de haklısın dostum; yol uzun, iniş-yokuş,
Hayat bir mücadele, boğuş hababam boğuş.
Boş ver dönsün be dünya, hangi yöne isterse,
Kader deyip çekeriz, başa geleni Durmuş.
25 Kasım 1989 – Cumartesi / Ankara
..
Ego arındırıcı icat etsinler.
Kendi iksiri kapris olanlar,
Karşı duvarı ayna sananlar kadar,
Kibir tellalları...... yesinler...!
Kasım 01' 07
..
Cumartesi ve Pazar
Bu mübarek günlerde
Tüm ehl-i kudüs gibi
Tanrıya dönmem lazım
Çün' kapalı oluyor
Dinimin seccadesi kasım 04
..
Güle güle sevgili, haydi git güle güle,
Bekleyenin yok artık, geriye dönsen bile.
Yarın ben de giderim, kalamam buralarda,
Dönmem billahi artık, arama hiç nafile…
5 Kasım 1984-Pazartesi / Ankara
..
Ne Kerem sevdi böyle, Aslı’yı benim kadar,
Ne de Mecnun Leyla’ya, yandı bilesin ey yar!
Gizledim yıllar yılı, yüreğimde adını,
Diyemedim kimseye, içimde bir yangın var.
20 Kasım 1988 - Pazar / Ankara
..
Bir okyanus misali uçsuz bucaksız derin,
Baktıkça dalıyorum pek hülyalı gözlerin.
Gönlümü tutsak ettin, ilk gördüğümden beri,
Her kahrına amenna, artık senin esirin.
1 Kasım 1986 – Perşembe / Ankara
..
Göz ve destan iki taş dikilir anılara ve tarihe
Vur tetiğine altıpatların tüten dumanını
içelim türküleri dinlerken
Duyalım yazılmış iki satır mektup...
(20:14)
..
Yazmadın üç kelime, o sayfa hep boş kaldı,
Yıllarca gözlerimde, kurumayan yaş kaldı,
Saçından bir tel düşmüş, neyse ki arasına,
Hatıra defterimde, her bakışa düş kaldı.
28 Kasım 1984 – Perşembe / Ankara
..