Kasım Baba ve Rüya Misali Çağırgan-ı Vel ...

Ömer Tolgay
258

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Kasım Baba ve Rüya Misali Çağırgan-ı Veli Günleri Anısına

Çiçeği burnunda imam mihrapta, seksen iki
Bir ikindi, son duada cemaate baktım ki

Babam aralarındaydı, gelmiş ziyaretime
Sevdiği mihrabiyeyi seçtim tilavetime

Bir meczubun böğürtüsü kulak tırmalamıştı
Musafahada gariban yanımıza yanaştı

"Bana dua edin" dedi, babam kızdı adama
"Doktora git de milleti rahatsız edip durma"

Emekli müftü dedi ki, sinirlenme sen hocam
Ben okur üflerim, sonra tedavi olur amcam.

Bir gün Vasfi duymuş, Karaköy'de bir dergah varmış
Oradaki şeyh efendi nice ruhlar kurtarmış.

Huzur buluruz dedik, gittik anlaşıp bir akşam
Kandil gecesi miydi, düğün müydü, vardı ikram

Bir sahandan yedik üstadımız Şevket Eygi'yle
Şeyh Efendi dedikleri konuşuyor sevgiyle

Kasım Baba derlermiş, sohbeti bir tatlı idi
Konuşurken sözünü biri kesti, birşey dedi

Baba "tamam" dedi, sözün seyrini değiştirdi
Birkaç lafla dilencilere verip veriştirdi.

Derken adam patladı, "e hocam böyle mi dedik,
Sen yardım etmeyin diyorsun biz yardım istedik..."

Baba, baktı millete, dedi, "yok, demedim öyle,
Çıkarken yardım edin siz, toplasın mendiliyle"

O esnada fark ettim, kim olduğunu adamın
"Dua et" deyince azarladığıydı babamın

Arada bir uğrardım Bereketzade'ye ama
Hep ilk gitmiş gibi, yaklaşmadım Kasım babama

İskender baba'ya da gitmiştim, gerçi erkence
Baba gelecekmiş, beklemedim, vakt'oldu gece

Levent hocamın tanımasına vesile olmam
Vasfi'yle gittiğimiz günün anısında kalmam

İlk gidişi gibi Necip Fazıl'ın üstadına
Bulamamış yolu ona da yol gösteren Dino

Babalarımızla aynı hocalardan feyz almış
Abdülhalim Akkul hoca ile denize dalmış

Güreşe de meraklıymışlar, giymişler kıspeti
Geçen yıl Şebin'de dedi Baba, aldık kısmeti

***

Seyyid Çağırgan-ı Veli Hazretleri misali
Yavuz Sultan Selim Han, o dem Trabzon'da vali

Giresun Alucra kazası Boyluca köyünde
Gider ziyaret eder, bulunurmuş sohbetinde

Horasan'dan Anadolu'ya gelip insanları
Eğitip, öğretti Ali, Hüseyin, Hasan'ları,

Ecdadı Kerbela'da görmüştü nice zulümler
Malatya, Van, Erzurum, Horasan... hicret ettiler.

En son Gümüşhane ve Alucra'da Zun (Boyluca)
Aile saygı gördü Fatih ve sonrakilerce

***

Beşyüz on iki yıl sonra baba dünyaya geldi
Tokat'ta okumuştur babası Mehmet Efendi

Dedesi Halil Efendi de medrese okumuş
İstiklal harbi, Şam'da ceyş-i duada bulunmuş

On yaşında Samsun’da hafızlığı tekmil eder
İmam Hatiplik hizmetine Tekirdağ'a gider

Trakya'da zor şartlarda yağmur duası meşhur
Halkın zayıf imanı böyle neşv-ü nema bulur

Sonra İstanbul'da mühim hocalardan icazet
Biri Serezli İsmail ve Ermenekli Saffet...

Yahya Efendi'de postnişin Abdulhay Öztoprak
Bu zattan nasibi Nakşî-Kadirî dersi almak

Boyluca'ya dönüş ve yedi yıl meccanen gayret
Altmış altı'da yeniden İstanbul'a azimet

Karaköy Arap camii Kur'an kursunda hizmet
Halen Bereketzade'de irşad, ömre bereket.*

***
Boyluca'da yıllardır anılır çağırgan veli
Kasım Baba der, bu işler olsun daha bir ilmi

Levent hocam İskender babada derneği kurar
İlim meclisleri oluşturur, kendini yorar

Ümmeti dert edinen farklı imam ve fazlası
Hasanpaşa imamı şimdi Malkara yolcusu.

Kasım Baba'dan aldığı elle, kaldığı yerden
Trakya gönlündeki arslan, ilhamı göklerden

***

Geçen yılki davetine icabet edemedim
Alucra'daki ilim meclisine gidemedim

Bu yıl nasibime niyetlendim elhamdülillah
İlk güne yetişemem de sonraki evvelallah

Cuma akabi hareket biletim Alucra'ya
Lakin dönüş sefer saati uymuyor buraya

Acep orada kalacak yer var mı pansiyonda
Dedi, otobüs var pazar akşamı saat on'da

Düşündüm gidişte de katılmayı kafileye
Perşembe akşamı hedef Üsküdar belediye

Otobüse binince bir yoldaş geldi yanıma
Yolda ilk kazanımım Ercan bey'i tanıma.

Meğer tanıdığım değerli insanlarla dostmuş
Başlıcaları Halit Gülmez ve Alparslan Durmuş

Yolu Şebinkarahisar'ın kısaldı sohbetle
Hakkı Demir'li gençler de coşkuda muhabbetle

Sabah namazını Yasin kıldırdı, gönlüme kâm
Çıkarken sordum bildi, Saba-bestenigar makam.

Hava aydınlanınca bu ayrı bir sefa mı ne
Taşova'da mola; okudum Asım Gültekin'e

Reşadiye Taner, Erbaa'da Mehmet hocalar
Resimler çekip buralardan geçtik demeceler...

Koyulhisar, Suşehri, yol kenarı nehirlerdi
Kim bilir sular azalmadan önce ne gürlerdi

Cumaya yetiştik, gördük: karahisar kalesi
Levent hocam tez odaya aldı namaz öncesi

Kasım babamızın elini öptük, sohbet ettik
Ömer Türker, Halil Üçer, Salih Aydın, görüştük

Eşref Altaş, Akif Okur, kimler kimler geldiler
Halil Üçer, Türker hoca, vaaz ve hutbedeler

Bu günleri gördük şükür, hepsi felsefeciler
Çıkıştaki resme Osman Yılmaz amca da girer

Çay ısmarlamak istedi, reddetmek gerekti
Maalesef Sait Tonbul yurduna geçilecekti.

Sempozyum dizisi başladı, doyumsuz lezzet
Cumartesi akşamı Alucra'da, zikir, sohbet

Ukba'cığım, Ahmet'çiğim, babaya arkadaşlar
Kübra kızımızla da konuştuk, arkadaşmışlar.

Dönüş Şebin'e, son sabah ayrılış ve Alucra
Pazar oturumlarında Şentop ve İhsan hoca

Bir an yanı başımda gördüm Ahmet Bayındır'ı
Namık Kemal İlahiyat'ta felsefe doktoru

Nev'î Efendi sempozyumunda beni bulmuştu
Sağolsun babamın cenazesine de gelmişti

Ve köy, Hazret-i Veli'ye yürüyüş salavatla
Hele o çocuklar, sanki cennete uçan atla

İşte böyle rüya gibi birkaç gün geldi geçti
Ömer damakta tadı kalan o şerbetten içti...

*Baba sağdı manzumenin ilk yazılış anında;
Dokuz Mart, sonsuza doğuş, şimdi Rabbi yanında...

Bu yıl da nasip oldu geçtiğimiz hafta sonu
Lakin ziyaret ve anmada artık oydu konu...

Söz uzadı, yeni dostlar kaldı yeni şiire
Özen, yaşa, eser bırak, kavuşmalar mahşere.

Telif: 3.11.2024 06:42:00
Güncelleme: 11.08.2025 12:00:00 (Bağlarbaşı)

Ömer Tolgay
Kayıt Tarihi : 3.11.2024 06:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


08-12.08.2025 seyahatimizden izlenimler

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!