o ân, yıldırımların kalbine indi hüzün
o ân, ıztırap sızdı toprağına bir yüzün
o ân, bir yalnızlığı vurdu uzaktan avcı
o ân, omuzlarıma çöktü isyan ve acı
o ân, öldü anılar döşeğinde sessizlik
o ân, bir yılan gibi büyüdü çaresizlik
o ân, yaralı asker kurşunlandı alnından
o ân, kılıç eriyip aktı yere kınından
o ân, palandökenler yakalandı sıtmaya
o ân, bir karıncanın üstüne düştü kaya
o ân, koşan küheylan çatlattı yüreğini
o ân, kırdı bir bayrak çürüyen direğini
o ân, kırmızı güle mahkûm oldu bahçivan
o ân, arılar için kendini yaktı kovan
o ân, zehir rengine boyandı ırmakta su
o ân, yıkıldı köprü; o ân kuruldu pusu
o ân, beyaz giyindim korkular ülkesinde
o ân, kuşlar uçuştu bulutların sesinde
o ân, bir yaprak gibi savruldu gökte şiir
o ân, öldü acılar fânudunda bu şâir
o ân, ihbar edildi yeraltında mağara
o ân, akkor bir yürek çivilendi duvara
o ân, durdu saatin titreyen yelkovanı
o ân, bir câzibenin kahrı deldi tavanı
o ân, elpençe divan durdum önünde suyun
o ân, yaktı içimi bir hülyâyı hümâyûn
o ân, çöktü hayalim en aydınlık çağında
o ân, bine bölündüm umudun kundağında
o ân, liman yıkıldı, köreldi denizlerim
o ân, kaybolup gitti tenhalarda izlerim
o ân, zehir damlattı ucundan yere kalem
o ân, bir tûfan gibi sardı ruhumu elem
o ân, vurdu karaya okyanusun gözleri
o ân, kavurdu beni O'nun simya sözleri
o ân, heykel misali dikilip kaldı beden
o ân, farkım kalmadı bin yıllık harabeden
o ân, toprak tutuştu gönlümün loşluğunda
o ân, güneş karardı bir göğün boşluğunda
o ân nehir boğuldu; şehir bunaldı o ân
o ân her şey dağıldı; gölgeler kaldı o ân
Kayıt Tarihi : 31.3.2002 13:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
vardır
anın
şapkalısı ya da değili
bir önceki an da henüz daha bilmediğimiz
bir sonraki an
ömür dediğimiz de zaten bu değilmi
anları sıra sıra dizmek
kutluyorum!
TÜM YORUMLAR (5)