Karşı Penceredeki kadın:
Uzun, sapsarı saçlarım annemin ellerinde dönüşürken kurdeleli bir saç örgüye, mavi gözlerimde hınzır komşu çocuklarının inadına yapacakları öğle sonrası yaramazlıklarını izleme arzusu ve ellerimde evcilik oyunlarımın evleri ustaca yerleştirilmiş salon ve salamanje’leri ve yatak odaları ve mutfakları ile şekil alırdı.
Çok küçüktüm. sarı saçlarım, mavi gözlerim, ellerim ve annem vardı. Ama balkonum ve ayaklarım yoktu.
Çiçeklerimi gazete sayfalarından kesip yerleştirirdim salonumun en güneş görmez köşesine. Aydınlığı o köşeden yakalardım ben.
Giderek ellerim büyüdü, göğüslerim büyüdü. Kırmızı düğmeli elbiselerim oldu ellerim gibi büyüyen, çiçeklerimi sularken giydiğim. Ben büyüdüm ama annem daha çok büyüdü ve öldü. Annemden bana tek başına bir masal kaldı. Ellerim, göğüslerim ve çiçeklerim gibi içimde büyüyen.
Bir gün gelecek, çok uzaklardan bir adam çıkıp gelecek. Bir savaş kahramanı. Yiğit mi yiğit, cesur mu cesur. Kapını çalmadan girecek açık kapından içeri süzülüp.., ayaklarını o getirecek sana. Evleneceksiniz. Salonlu, salamanje’li, yatak odalı ve mutfaklı bir eviniz olacak. Bir de çiçeklerini sulayıp büyüteceğin balkonun ve çocukların. Büyüdükçe ayaklarının üstüne basmasını bilen çocukların ... diyen bir masal.
İşte...! günler belki aylardır karşı penceremin içinden delişmen rüzgarlar gibi esip gelen belki de ayaklarımı bana getirecek olan o kahraman.
Çocuklarımın babası. Ben artık annemin masalını dinlemek değil yaşamak istiyorum. Yürümek istiyorum, kendi ayaklarımın üstüne basmak.
Ben karşı penceremin göz ucu flörtüne gölge oluyorum güneş tam on ikiden vururken. Göğsümdeki kırmızı düğmelerden birini yavaşça açıyorum.
*
Karşı penceredeki Adam:
Sarı saçları, mavi gözleri. İşte o anne, karşı penceremde. Hani ellerinle dikeceğin gelinliğinin içine oturttuğun, gelinin işte o anne. Sanki uzansam balkonumdan dışarı, sarksam yarı belime kadar, öpebileceğim iki yanağından. Senin adına ben söyleyeceğim kulaklarına. Annem senin gelinin olmanı istiyor diyeceğim. Kendisi oturamadı ama seni oturtacak, salonlu, salamanje’li, yatak odalı ve mutfaklı bir evde diyeceğim. İşte o anne, karşı penceremde...
Senin adına ben söyleyeceğim anne. Okudu, asker oldu, savaşlara bile gitti diyeceğim senin yerine.
Diyeceğim demesine de anne ahhh bir yürüyebilsem...........................
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 15.3.2007 13:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cevat Çeştepe](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/03/15/karsi-pencereler-kisa-oyku.jpg)
ben bu tür yazılardan çok etkilenirim:
Kutluyorum içtenlikle...
Tabii bu olayın bir yüzü. Öbür yüzünde karşılıklı iki insanın birbirine duyduğu o güzel duygular...Ne güzel ve dokunaklı yazılmış bir hikâye...
TÜM YORUMLAR (4)