Ben yıllardır böyleyim… Hep kendime ağlarım.
Sanırım ki, ağlamakla yaralarım bağlanır.
Durun siz söylemeyin. Ben kendime kızarım.
“Ağlamaktan çare olmaz, hep yaralar dağlanır…”
Ah be akılsız çocuk! Bak, yirmini devirdin.
Hani akıllanırdın, bak iyice delirdin…
Böyle doğmadım elbet. Güldüklerim de oldu.
O zaman güldüklerim, hafızamda yaradır.
Hafızamda kalanlar, hatırladıkça vurdu!
Geçmişin kederleri, sevinçlerden evladır…
İnanma, ruhuna sor, en çok neye üzülmüş?
Yüzünün tebessümü, sen büyürken küçülmüş.
Şiir de bahanemdir. Kendimle konuşurum…
Konuşarak anlatsam, bana “deli” derdiniz.
Sizce normal midir, garip midir bu durum?
Amaan, cevaplamayın! Zaten değil derdiniz.
Derdi olan bir benim, bana rahat batıyor…
Şu insanın canını “aynılık” acıtıyor.
Gecenin yarısı olmuş. Uyku bana sokulmuş…
Bir yazmayı bıraksam, gecemi de çalacak.
Bilmiyor, huzuruma yârin resmi dokunmuş.
Gecemi o doldurmuş, uyku nasıl sığacak?
Ah, ah unuttuklarım, bir resimle canlandı.
Elemin mermisi yok mu, bir resmini kullandı.
Bak bu kaçıncı cümle. Yazdığına deydi mi?
Gecenin bir yarısı, yazmakla ne değişir?
Bugün bin sitem ettin… Ettiğine deydi mi?
Karıncanın sitemi, kadere mi erişir?
O plan başka plan… Kulun aklı kaldırmaz.
Allah murat etmezse; fil, karınca kaldırmaz…
Kayıt Tarihi : 16.8.2010 00:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!