Onlardır cüssesinden ağır yüklerin hamalı,
Ders alsın karıncadan, kim ki gönül gözü kapalı…
Ferhat bunu bilmiş külünk etmiş aşkını,
Şirin görünmese, sular çekilse, kayalar dirense de
İndirip durmuş sarp dağlara kazmayı
Biz ki çöllerden alarak Leyla ve Mecnun’u,
Nefes aldırmışız yaylanın serin türkülerinde
Umulmadık zamanlarda girer biz yürürlüğe,
Herkesin anlamadığı kurtuluş kanunu
Bulut küser, ırmak bulanır, dağ yorulur,
Yorulmaz toprağı kucaklayan karıncalar
Su uyur, düşman uyur, uyumaz bir an,
Ruhunda bir emeli taşıyan yolcular.
Olur da bağları basarsa uğursuz gölgeler,
Yol açılır kuşların avazından güneşe
Yedi renk üstüne bestelerle donanır bahçeler,
O şevk ile sunar kendini pervaneler ateşe
Her çiçekten bir selam, her gülden bir haber,
Almaya hazır bulunmalı sevdaya açık yürekler
Er geç ulaştırır kervanları Kafdağı’na,
Ümit miskinlik, sabır uyuşmak değilse eğer
Yeter ey demelerin de bir ulu vakti olmalı,
Duyun dallar, durun tomurcuklar,
Solmasın sırası gelmeden hiçbir bahar
Bak kaynaşıyor şu yamaçlarda karıncalar,
Dik duran başlarda ışıl ışıl düşünceler
Kayıt Tarihi : 28.1.2020 09:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!