İri yarı,çam yarması gibi biriydi Abdullah Dayı,
Kavalını çalarken hep burnundan alırdı havayı.
Düğünlerde bazen kaval,bazen keman çalardı,
Bazen de parmaklarını ıslatıp bıyığını burardı…
Törenlerde,halk oyunlarında hep o vardı,
Bazen kavalı bırakır,davul bile çalardı.
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



