korkular, bir sabahtan:
ben sevilmeyi ve sevmeyi doğuştan öğrendim, sevişmeyi ise çok daha sonra
ama sever-sevilirken aynı zamanda, kaybetmek korkusu da büyüdü aklımda
önce saçımı okşayan sıcak elleri taşıyacaktı, gözyaşları ile soğumuş tabutlar
ve tende kalan dudak izlerimle aralanacaktı, yarınlarda ayrılıklara ait kapılar
ve öğrenecektim çocukları ağlatan, düştükleri zaman kanayan dizleri değildi
Bir inadım kaldı eskiyip değişmeyen,
Bir de kahrolası gururum.
Kelepir bir hayatla, ucube bir dünya arasında
Gidip gelen eski bir taka misali yaşarım, yaşamaksa
Zaten karanlık geceler misâli bahtım
Devamını Oku
Bir de kahrolası gururum.
Kelepir bir hayatla, ucube bir dünya arasında
Gidip gelen eski bir taka misali yaşarım, yaşamaksa
Zaten karanlık geceler misâli bahtım
önce saçımı okşayan sıcak elleri taşıyacaktı, gözyaşları ile soğumuş tabutlar
ve tende kalan dudak izlerimle aralanacaktı, yarınlarda ayrılıklara ait kapılar
ve öğrenecektim çocukları ağlatan, düştükleri zaman kanayan dizleri değildi
hani bir daha hiç sevilmemek var ya, işte bütün korkular yalnız bunun içindi
tebrikler..
bildiğimiz bütün sevme ve sevilmeler
işkencelerde büyürken onur ve direniş, idam sehpalarında anıt gibi sallanırız
yürekten taşar zengin soframız, ‘yarin yanağından gayrı, ne varsa paylaşırız’
ama bazı yanan ışıklar karanlığa saklar gözümüzü, şaşırırız ya gidilecek yolu
işte o zaman bir kanser hücresi olup, her adımla yenileriz içimizdeki korkuyu
hey benim, aydınlıktan uzak memleket gibi halim
kovalar mı bulut olmuş kargaları, şöyle bir sallamakla çocuk ellerim. '
Her ifade ayrı bir anlamı sürüklüyor peşinden, yaşama dair ne tür öykü varsa, tat ve şekille bezeniyor değerli şiir dostunun şiirlerinde...
Gönülden tebriklerim hep sizinle...
--------ey benim, aydınlıktan uzak memleket gibi halim
kovalar mı bulut olmuş kargaları, şöyle bir sallamakla çocuk ellerim.
* * *
korkular, bir akşamüstü:
kavgada atılan son yumruk ertesidir, kış uykusu bahar dalı bir rüyadır şimdi
tarlanızda en zengin miras, korkuluklar kendi halinde, her şey bitmiştir sanki
ama birden günden geceye doğru bir yel eser, içi boş bir ıssızlığa kapılırsınız
ekilmiş bütün tohumlar kıyamet yerinde talan, siz çaresizce bakar, kalırsınız
öyle bulutlarla kaplanır ki gökyüzünüz, kış karasından bile soğuk ve karanlık
korkudan ağlamaya başlar çocuklar, en çok onlar için gerekiyor çünkü aydınlık
sen sarı saçlı, mavi gözlü güzel çocuk, bir daha
bereketli bostanlardan kargaları nasıl kovdun, yeniden anlatsana.
Cevat Çeştepe
-----------------
Çok düşmüştük, çokça yaralanmıştı dizlerimiz. Sanırım birazda acımışlardı, şimdi hatırladım; çabuk iyileşmişti yaralarımız. Ya bugün?... onca sevgi ve coşkularımızın üzerine iyileşemiyor açılan en basit yaralarımız.
Hani nerde sevgili ustam nerede... o günden geceye esecek bilinç rüzgarlarımız?
Esecekse essin ustam....çünkü vakitler hızla geçmekte.
Şimdiyse; dar ağaşlarına çekilmek istenen, onca sevgi ve huzur umutlarımız... seyirlik eğlenceleri olmuş sanki, kıkır- kıkır gülen, arsız, hoyrat kargaların.
Yüreğiniz dert görmesin, yetkin kaleminiz durmakızın hep yazsın, en etkili bilinç mesajları olarak ulaşsın toplum katlarımıza bu etkin çalışmalarınız.
İçtenlikle, saygı ve sevgilerimle, esenlik dileklerimle kutluyorum sizi Sayın Çeştepe. Kemal Polat
Sarı saçlı mavi gözlü çoçuk bereketli bostanlardan kargaları nasıl kovdugunu yeniden anlatsa...yeniden anlatsa ne güzel olur..Harika bir şiir okudum..sizi yürekten kutluyorum
İçinde bulundugumuz ortamı çok güzel dile getirdiginiz şiiriniz için içtenlikle kutluyorum sayın Çeştepe Karanlıklar çıkacak elbet aydınlıga sevgiye...
Sen sarı saçlı, mavi gözlü güzel çocuk, bir daha
bereketli bostanlardan kargaları nasıl kovdun, yeniden anlatsana.
Bugün bir daha....
Anlatsa ! Acaba bulacak mı dinleyecek birilerini karşısında...Çocuklar çocuk odasında,anne ve babalar ya işleri var ya tv başında yada pc...
kutluyorum kaleminizi .beğenerek okudum..
ekilmiş bütün tohumlar kıyamet yerinde talan, siz çaresizce bakar, kalırsınız
...
hep böyle bakışlarım oldu. ektiğim ne varsa tarumar.
bir karınca dolmadı abarım, biçmek için gelmedi hasat vakti...
elinize sağlık, bana tercüman oldunuz...
Onun adı Mustafa.Bizi kiş uykusundan uyandırmaya ancak onun gücü yeter.Kutluyorum sevgili kardeşimi.MEHMET KINDAP
Bu şiirin hikayesi:
Sen sarı saçlı, mavi gözlü güzel çocuk, bir daha
bereketli bostanlardan kargaları nasıl kovdun, yeniden anlatsana.
Bugün bir daha....
**
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bu Gemi Bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Ararım İzini Dolmabahçeden
Bir Daha Dönmezmi Bu Yola Giden
İçimde Sen ,Gözümde Sensarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Kurban Olam Yürüdüğün Yollara
Kara Peçe Yakışmıyor Kullara
Uyan Bak Bizim Hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Aşık Mahzuni Şerif
**
Bu güzel türküyü söyletti bu güzel şiir.
Kutluyorum.
Yüreğinize sağlık.
Saygımla...
Bu şiir ile ilgili 95 tane yorum bulunmakta