KARGALAR...
Güneşli bir nisan günü...Saat on ikiye doğru, dışardan canhıraş kuş çığlıklarıyla pencereye gittiğimde, onlarca karganın bağrışarak uçuştuklarını gördüm. Apartmanların en tepesine konanlar da hem bağırıyor, hem de aynı istikâmete, aşağı bahçeye bakıyorlardı. Siperlere dizilmiş askerler gibiydiler. Tek farkları, hepsinin bir ağızdan düzensiz bağrışmalarıydı.
Bahçede bir karga, nasıl olduysa, naylon bir askının kanca gibi olan yerine boynunu sıkıştırmış, uçamıyor, biraz havalanıyor, bahçeye düşüyordu. Apartman görevlisi bahçeye koştu, kovalayıp yakaladı. En nihayet boynundan askıyı çıkardı. Karga hemen havalanıp, diğerlerinin yanına gitti. Bağrışmalar gitgide azaldı. Ve ürkütücü sesler dindi.
Düşündüm; biz insanlar, neden birbirimize bu kadar sargın değiliz? Birinin acısı, binimizin acısı olmayalı ne kadar oldu? İnsanlar, birbirini sevmeyi ve yardımlaşmayı unuttu gibi. Çoğumuzun hor gördüğü kargaların bu hareketi ne kadar düşündürücü.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
kutluyorum bu değerli çalışmayı saygımla tam puan +anto
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta