üzgünüm
seni üzdüğüm için
kalbini paramparça edip,kırdığım için
ve hoyratça savurduğum için ümitlerini
üzgünüm ayrılıkla geçen günler adına.
gözlerinde hep sessiz bir haykırış
son ana kadar umutla beklediğim,
bana dair kararlılığını varsaydığım
garip bir direniş vardı.
Anlatılır tarafı yok,
Bu yolculuğun.
Yokuşların başında mı,
Merdivenlerin bitiminde mi,
Bavullara konur onca sancı?
Akıntıya kürek umutlarda mı öğrenilir?
yine öylesine pervasız
bir fincan kahve eşliğinde
masum,tertemiz
ümidi ölmemiş acılar mı çekiyor olsak?
kendimizin dışındaki
Ellerine çeyrek kala,
Unuttum gözlerini.
Ufukta siluetin dahi görünmezken
Uçurduğum tüm hislere,
Mecburi iniş yaptırdım.
Adı belirsiz bu kaosta
Ben bilirim
Yüzümü güldüren, yüreğimi küstüreni.
Kalbime sorarım artık yalnızca
‘Söyle ne mutlu eder seni’.
Bilirim,
Bir anne kuşun gagasında
Gitmeliydim,
Gittim.
Belki de yeri değişmeliydi
Hayalimdeki özlemin.
Bir kutudan alıp diğerine kapattım
On üç dönüm mandalina çiçeğini.
Bir sis yayılır
Gecenin orta yerine
Öyle ki,
Kimse görmek istemez öteki yüzünü.
Ellerim boşluğu yakalar,
Hayalimde bıraktığım her boşluk,
hayattan ödünç aldığım,
bir tadımlık umutsun artık.
gölgelerden bile sakladığım
tebessümlere sığınıp,
hala diye başlayan cümlelerin
beden bulmuş şaşkınlığında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!