Ben senin üstüne kürek kürek toprak attığım günü anladım.
Bazı insanlar gömülmeyi, bir mezar taşını bile hak etmiyor.
İçimden gelmeyerek okuduğum duayı bile hak etmiyor.
Dile kolay, yüreğe zor geliyor sevdiğini üstündeki bir dal çarşafla bırakmak.
Seni diri diri yüreğime gömdüğüm günü, hayatımın en kötü günüydü.
Bir yanım, "Kaz toprakları, çıkar onu oradan" derken; bir yanım, "Bırak ölsün" diyordu.
Öleni gömmek kolaydı, peki ya yaşayanı gömmek?
İşte bu en zoruydu ve ben başardım.
Ne bir ağıt, ne de bir damla yaş...
Tam dua ederken, dudaklarımı sıkıp küfretmemek için kendimi zor tuttum. Defalarca sol göğsümü yumruklayıp, "Dur" diye haykırdım.
Sanma ki çok kolay oldu. Sen ölmeyi seçtin, ben de gömmeyi. Helal ile haram arasındaki kıldan ince, kılıçtan keskin o köprüde can verdi içimdeki tüm samimi hisler.
Oysa bıçak ucunda çıplak ayak yürüyebilirdim senin için.
Ekmek, su, hava sendin bana.
Sensiz aldığım her nefesi haram kılarken bedenime, sen bir gece yarısı çekip gitmeyi seçtin.
İçimde bir şeyler paramparça oldu.
Sanki dünyam yıkıldı, tüm hayallerim, umutlarım bir anda yerle bir oldu.
Senin yokluğunda her şey anlamsızlaştı, nefes almak bile ağır bir yük haline geldi.
Geceler boyunca seni düşünerek uykusuz kaldım.
Her sabah uyandığımda, senin yokluğunu yeniden fark ettim; her seferinde aynı acıyı yaşadım.
Ne kadar zor oldu anlatamam.
Seninle birlikte yaşadığım her anı, her mutluluğu ve her hüznü hatırlamak, içimde derin bir yara açtı.
Seni unutmaya çalışmak, yüreğime gömdüğüm duygularla başa çıkmak, kendi içimde bir savaş vermek demekti. Her gün, seninle yaşadığım güzel anıları hatırlamak ve sonra bu anıları unutmaya çalışmak, yaşadığım en büyük işkence oldu.
Senin yokluğunda yaşamayı öğrenmek, kendi kendime yetmeyi başarmak için mücadele verdim durdum.
Sonunda, zamanla, bu acım hafiflemeye başladı.
Belki de hayatımın en büyük sınavını verdim ve bu sınavdan güçlenerek çıktım. Açtım yokluğunla bağladığım saçlarımı, döndüm yüzümü rüzgara.
Belki parmakların değildi yanaklarımı okşayan, saçlarıma dolanan.
Ama her yatağa girdiğimde, seni unutacağım diye söz verdim kendime ve başardım.
Şimdi yokluğunun yaralarını sarıyor kimsesiz ellerim.
Gözlerimin mavisi biraz griye dönse de, hala güzel bakıyorum dünyaya.
Yani sevgili, ölenler unutulmasa da, hayat bir şekilde devam ediyor ve yürekte ölenlerin mezarı hiç olmuyor.
Yüreğim avaz avaz bağırırken, dilimin sustuğu gün anladım,
Ben kardan bir adam sevmişim.
25.06.2024 18:07
Kayıt Tarihi : 25.6.2024 18:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!