Yıl 1918-1919
Ve
Karayılan Hikâyesi
Ateşi ve ihaneti gördük
ve yanan gözlerimizle durduk
işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Devamını Oku
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Dün Rümuzunda 'Sayın' olan bir arkadaş, yanlı medyadan bir objektif(!) haber aktararak,Somalide geçtiğini iddia ettiği bir recim olayını bahane edip, dine gericilik(!) dindarlara da,yobazlık(!) yaftasını layık görerek, Dünyada fiilen iflas etmiş olan Maksist felsefenin ölçüleriyle makaleler döktürüp, işlamın ve müslümanların aleyhine kamu oyu oluşturmaya çalıştı.Bende bu sayın'a bir soru sordum ve net cevabını istedim. Ama o benim soruma açık bir cevap vereceğine yine bir sürü Marksist laga,lugayı makaleleştirip, üslubunuda medeni bir hatip yumuşaklığına dönüştürererek hayranlarına servis yaptı. Tabi dindrları ve dini yine tu, kaka göstererek! asıl sorunun cevabını ise medenice diyalogla,iknayla, çocuklarımı ikna ederim dedi!
Evvela; Din, Allaahın emridir ve felsefelerle kıyaslanıp tartışma konusu yapılmaz! Öyle felsefi yorumlarla reforme edilen dinler, dinlikten çıkar, putperestliğe, ve ideolijiye dönüşür.(Şimdiki mevcut dinlerin islamdan maada tamamı böyledir.onlar dinlik özelliklerini kaybettiklerinden dolayı son hak din olarak islamiyet gönderilmiş ve özel koruma altına alınmıştır. Onu hiç bir beşeri güç kıyamete kadar bozup değiştiremez!
Yanlış, ifratane ve tefritane anlayışlar,uygulamalar mevzumuzdan hariçtir.
Dinin aslında, Hamile bir kadını öldürmek yoktur. Onun cezası dört adil şahitin şehadeti ve kendi itirafıyla tahakkuk edip, kesinleşirse ki,( kendi itiraf etmeyen ve dört şahit olamayan iddialar geçersizdir, bir cezayi müeyyideye tabi tutulmazlar.) Çocuğunu doğurması ve sütten kesmesi gerekir.Allah resulü(sav)nün tatbikatı bu tarzdadır.
Bundan önce, yani suç tahakkuk etmeden önce, İslam o zeminin oluşmaması için gerekli tedbirleri emreder!
Bir çok yanlış davranışlar sergilemekten ve suça zemin ihzar etmekten halkı uzak tutar. daha sonra her şeye rağmen suç tahakkuk etmişse ve birisi bunu gömüşse, şikayet olmadığı ve itiraflı şahitlik olayı gerçekleşmediği hallerde yemin verilir. Yeminden imtina etmiyenlerin aleyhine dört şahit yoksa, affı yolun gidilir.
Yani somalide geçtiği iddia edilen olayın bir çok yanları ve yönleri, islamın emirlerine muvafık düşmüyor. Tabii ki haber doğruysa! Çünkü biz bu ülkede ne haberler(!) gördük. Keçisi çalınan müftüyü keöi çalan müftü diye lanse eden ve sırf anası doğumunda ona imam adını verdiği için, adına istinaden imamların aleyhinde yalan ve çirkin iftiralı haber yapan ne meşhur iri gazeteler ve çağdaş(!) basın gördük!
Gelelim arkadaşın medenice(!) ikna ve telkin işine;
Atı alan üsküdarı geçtikten, su köprüyü bölüp nesil karışarak, piçleştikten sonra senin nasihatın kaç para eder acaba sayın dostum?
Şimdi çok medeni ve pek modern din muhalifi nice çağdaş bayan ve erkek, yaptıkları menfur ve ences fiili gazete sütunlarına, televizyon proğramlarına taşıyarak başkalarına iftiharla anlatıyorlar! Bunu sonucunu da hep beraber ahlak erozyonu, ar ve namusun iflası olarak hep beraber görüyoruz.
Zinanın suç olmaktan çıkarıldığı bir ülke de böyle şeyler elbette tavan yapar ve yapıyor. Akabinde de, herkes kendi namusunu kendi bildiği tarzda aklamaya çalışıyor! Bir ülkede bir kaç senede bir jerim olayı vukua gelmiş diye onu millete gericilik ve vahşet diye takdim eden aydın(!) arkadaşımız, bizde her gün vukua gelen ve ekserisi namus cinayeti olarak isimlendirilen onca vahşetin sergilenmesinden hiç rahatsız olmuyormu?
Ben avrupada yaşadım ve onlardaki(Almanya) namus(!) anlayışını bizzat gördüm! kendi kızını sokakta pervasızca pazarlarken, onun tecrübeli olduğunu zira onu ilk önce kendisinin iğfal ettiğini, söyleyen ahlaksız çağdaşı ve kızı yirmi yaşına gediği halde halen bekaretini kimsenin izale etmediğini kendine dert edip, iki tane türk işçisine para vererek kızını kendi evinde iğfal ettiren avrupalıyı da, bu pis işlemi yapanlardan dinledim.
Ve derler ki; Almanyada 13 yaşından sonra bakir kız bulmak çok zordur!
Ve ben bizzat parklar da,herkesin önünde aleni fuhuş yapan gençleri çok gördüm!
Sizin bize empoze etmek istediğiniz ahlak ve medenilik ve de ilericilik(!) telakkisi buysa, o sizin gibi düşünenlere mübarek olsun(!) Biz öyle ilerici (!)olmaktansa, böyle gerici(!) olmaya razıyız!
Türkiyenin şu andaki ahlak erozyonu byutları fecaet arz etmektedir efendiler! Bu denaetin önüne geçilmez ve yeni ahlaksızlıklara teşvik etmeler devam ederse, Çok yakında pek çoğu babasının kim olduğunu bilemeyecektir.
Saygılar.
Dün Rümuzunda 'Sayın' olan bir arkadaş, yanlı medyadan bir objektif(!) haber aktararak,Somalide geçtiğini iddia ettiği bir recim olayını bahane edip, dine gericilik(!) dindarlara da,yobazlık(!) yaftasını layık görerek, Dünyada fiilen iflas etmiş olan Maksist felsefenin ölçüleriyle makaleler döktürüp, işlamın ve müslümanların aleyhine kamu oyu oluşturmaya çalıştı.Bende bu sayın'a bir soru sordum ve net cevabını istedim. Ama o benim soruma açık bir cevap vereceğine yine bir sürü Marksist laga,lugayı makaleleştirip, üslubunuda medeni bir hatip yumuşaklığına dönüştürererek hayranlarına servis yaptı. Tabi dindrları ve dini yine tu, kaka göstererek! asıl sorunun cevabını ise medenice diyalogla,iknayla, çocuklarımı ikna ederim dedi!
Evvela; Din, Allaahın emridir ve felsefelerle kıyaslanıp tartışma konusu yapılmaz! Öyle felsefi yorumlarla reforme edilen dinler, dinlikten çıkar, putperestliğe, ve ideolijiye dönüşür.(Şimdiki mevcut dinlerin islamdan maada tamamı böyledir.onlar dinlik özelliklerini kaybettiklerinden dolayı son hak din olarak islamiyet gönderilmiş ve özel koruma altına alınmıştır. Onu hiç bir beşeri güç kıyamete kadar bozup değiştiremez!
Yanlış, ifratane ve tefritane anlayışlar,uygulamalar mevzumuzdan hariçtir.
Dinin aslında, Hamile bir kadını öldürmek yoktur. Onun cezası dört adil şahitin şehadeti ve kendi itirafıyla tahakkuk edip, kesinleşirse ki,( kendi itiraf etmeyen ve dört şahit olamayan iddialar geçersizdir, bir cezayi müeyyideye tabi tutulmazlar.) Çocuğunu doğurması ve sütten kesmesi gerekir.Allah resulü(sav)nün tatbikatı bu tarzdadır.
Bundan önce, yani suç tahakkuk etmeden önce, İslam o zeminin oluşmaması için gerekli tedbirleri emreder!
Bir çok yanlış davranışlar sergilemekten ve suça zemin ihzar etmekten halkı uzak tutar. daha sonra her şeye rağmen suç tahakkuk etmişse ve birisi bunu gömüşse, şikayet olmadığı ve itiraflı şahitlik olayı gerçekleşmediği hallerde yemin verilir. Yeminden imtina etmiyenlerin aleyhine dört şahit yoksa, affı yolun gidilir.
Yani somalide geçtiği iddia edilen olayın bir çok yanları ve yönleri, islamın emirlerine muvafık düşmüyor. Tabii ki haber doğruysa! Çünkü biz bu ülkede ne haberler(!) gördük. Keçisi çalınan müftüyü keöi çalan müftü diye lanse eden ve sırf anası doğumunda ona imam adını verdiği için, adına istinaden imamların aleyhinde yalan ve çirkin iftiralı haber yapan ne meşhur iri gazeteler ve çağdaş(!) basın gördük!
Gelelim arkadaşın medenice(!) ikna ve telkin işine;
Atı alan üsküdarı geçtikten, su köprüyü bölüp nesil karışarak, piçleştikten sonra senin nasihatın kaç para eder acaba sayın dostum?
Şimdi çok medeni ve pek modern din muhalifi nice çağdaş bayan ve erkek, yaptıkları menfur ve ences fiili gazete sütunlarına, televizyon proğramlarına taşıyarak başkalarına iftiharla anlatıyorlar! Bunu sonucunu da hep beraber ahlak erozyonu, ar ve namusun iflası olarak hep beraber görüyoruz.
Zinanın suç olmaktan çıkarıldığı bir ülke de böyle şeyler elbette tavan yapar ve yapıyor. Akabinde de, herkes kendi namusunu kendi bildiği tarzda aklamaya çalışıyor! Bir ülkede bir kaç senede bir jerim olayı vukua gelmiş diye onu millete gericilik ve vahşet diye takdim eden aydın(!) arkadaşımız, bizde her gün vukua gelen ve ekserisi namus cinayeti olarak isimlendirilen onca vahşetin sergilenmesinden hiç rahatsız olmuyormu?
Ben avrupada yaşadım ve onlardaki(Almanya) namus(!) anlayışını bizzat gördüm! kendi kızını sokakta pervasızca pazarlarken, onun tecrübeli olduğunu zira onu ilk önce kendisinin iğfal ettiğini, söyleyen ahlaksız çağdaşı ve kızı yirmi yaşına gediği halde halen bekaretini kimsenin izale etmediğini kendine dert edip, iki tane türk işçisine para vererek kızını kendi evinde iğfal ettiren avrupalıyı da, bu pis işlemi yapanlardan dinledim.
Ve derler ki; Almanyada 13 yaşından sonra bakir kız bulmak çok zordur!
Ve ben bizzat parklar da,herkesin önünde aleni fuhuş yapan gençleri çok gördüm!
Sizin bize empoze etmek istediğiniz ahlak ve medenilik ve de ilericilik(!) telakkisi buysa, o sizin gibi düşünenlere mübarek olsun(!) Biz öyle ilerici (!)olmaktansa, böyle gerici(!) olmaya razıyız!
Türkiyenin şu andaki ahlak erozyonu byutları fecaet arz etmektedir efendiler! Bu denaetin önüne geçilmez ve yeni ahlaksızlıklara teşvik etmeler devam ederse, Çok yakında pek çoğu babasının kim olduğunu bilemeyecektir.
Saygılar.
Nazım Hikmet
(Yeniden vatandaşlığa kabulü dolayısıyla Nâzım Hikmet'e ithaf edilmiştir.)
Mâbetleşir fabrika,
Dişliler ilahlaşır.
Kızıl komün tefrika,
Nâzım'da silahlaşır.
Soymuş ruhunu Hikmet,
Hayal maddeyi aşmak.
O çıplak kemik ve et,
Var-yok makinalaşmak.
Sesi ecnebi sesi,
Proleterya, evrim.
Ütopyadır nefesi,
Yapar kâğıttan devrim.
Stalin gördü günü,
Halklar görmedi murat.
Kızıl çilenin ünü,
Sana Moskova'da at.
Marks'ın önünde siper,
Durulur mu cancağzım?
Türk Rus'a olur mu er?
Bize Lenin ne lâzım?
Mehmet SERTPOLAT
Onu anlayabilmek için onun çapında olmak gerekir. Onun çapında olamayacaklarana göre; sussalar bari! Onu da başaramıyorlar. Zira ne firen kalmış ne de balata. Yalama olmuş bütün civata... Saldırganlıkları nüks ediyor. Şangır şungar saldırıyorlar boyuna...
Nazım Hikmet
(Yeniden vatandaşlığa kabulü dolayısıyla Nâzım Hikmet'e ithaf edilmiştir.)
Mâbetleşir fabrika,
Dişliler ilahlaşır.
Kızıl komün tefrika,
Nâzım'da silahlaşır.
Soymuş ruhunu Hikmet,
Hayal maddeyi aşmak.
O çıplak kemik ve et,
Var-yok makinalaşmak.
Sesi ecnebi sesi,
Proleterya, evrim.
Ütopyadır nefesi,
Yapar kâğıttan devrim.
Stalin gördü günü,
Halklar görmedi murat.
Kızıl çilenin ünü,
Sana Moskova'da at.
Marks'ın önünde siper,
Durulur mu cancağzım?
Türk Rus'a olur mu er?
Bize Lenin ne lâzım?
Mehmet SERTPOLAT
Nazım Hikmet
(Yeniden vatandaşlığa kabulü dolayısıyla Nâzım Hikmet'e ithaf edilmiştir.)
Mâbetleşir fabrika,
Dişliler ilahlaşır.
Kızıl komün tefrika,
Nâzım'da silahlaşır.
Soymuş ruhunu Hikmet,
Hayal maddeyi aşmak.
O çıplak kemik ve et,
Var-yok makinalaşmak.
Sesi ecnebi sesi,
Proleterya, evrim.
Ütopyadır nefesi,
Yapar kâğıttan devrim.
Stalin gördü günü,
Halklar görmedi murat.
Kızıl çilenin ünü,
Sana Moskova'da at.
Marks'ın önünde siper,
Durulur mu cancağzım?
Türk Rus'a olur mu er?
Bize Lenin ne lâzım?
Mehmet SERTPOLAT
Nazım Hikmet
(Yeniden vatandaşlığa kabulü dolayısıyla Nâzım Hikmet'e ithaf edilmiştir.)
Mâbetleşir fabrika,
Dişliler ilahlaşır.
Kızıl komün tefrika,
Nâzım'da silahlaşır.
Soymuş ruhunu Hikmet,
Hayal maddeyi aşmak.
O çıplak kemik ve et,
Var-yok makinalaşmak.
Sesi ecnebi sesi,
Proleterya, evrim.
Ütopyadır nefesi,
Yapar kâğıttan devrim.
Stalin gördü günü,
Halklar görmedi murat.
Kızıl çilenin ünü,
Sana Moskova'da at.
Marks'ın önünde siper,
Durulur mu cancağzım?
Türk Rus'a olur mu er?
Bize Lenin ne lâzım?
Mehmet SERTPOLAT
Nazım Hikmet
(Yeniden vatandaşlığa kabulü dolayısıyla Nâzım Hikmet'e ithaf edilmiştir.)
Mâbetleşir fabrika,
Dişliler ilahlaşır.
Kızıl komün tefrika,
Nâzım'da silahlaşır.
Soymuş ruhunu Hikmet,
Hayal maddeyi aşmak.
O çıplak kemik ve et,
Var-yok makinalaşmak.
Sesi ecnebi sesi,
Proleterya, evrim.
Ütopyadır nefesi,
Yapar kâğıttan devrim.
Stalin gördü günü,
Halklar görmedi murat.
Kızıl çilenin ünü,
Sana Moskova'da at.
Marks'ın önünde siper,
Durulur mu cancağzım?
Türk Rus'a olur mu er?
Bize Lenin ne lâzım?
Mehmet SERTPOLAT
Anlamamışsınız Hak Şahini.
İki yorumdaki mesajı da anlamamışsınız.
İlkini açmayacağım. Ama ikincisi...
Bana yalaka dediğiniz için buyurun:
--------------------
Üstad, yorgun düştünüz.
Madem başladık yalakalığa, biraz da sana yalakalık yapalım. Siz yazın, ben toplayayım. Olur mu?
Destanla avunmayım, belgelerle konuşun!
Arşivlerden korkmayın; gerçeklerle tanışın!
Resmi tarih yalancı; her kaynağa danışın
Gerçek sizi bekliyor. Canlanın. hadi koşun.
la ve le eklerini ayrı yazmışsınız. La destan ve le belge diye ayıkladım. Bu ikisi Fransızca'nın The'ları olurlar. La müennes, le müzekkerdir. Yazmadan önce iyice okuyun yazdığınızı demek istemiştim.
Az yüzsüz değilim ben de hani!
O,destanı yazdıran amire ve yazan katibe bağlı!
Müfrit fikirlerin zebunu olanlar onu hep müzekker telakki etmişlerdir!
Ama gerçek belgeler yazanın felsefesini değil tarihi ve olayı gerçek boyutlarıyla yansıttığı müddetçe ,yazan nisa da olsa müzekker ce olur! Olay tam tersine tahakkuk eder se, yazan recül de olsa mevzu kahpeleşir, zira yanlışı doğru diye lanse etmek mümkündür ve tarihte çok örnekleri mevcuttur! Sizin bu kadar incelikleri kıyaslıyacak kadar kültürünüz var sanıyorum, tabii ki hakperestlik te şart!
saygılar Sayın Bekar.
Bu şiir ile ilgili 107 tane yorum bulunmakta