/ölü bir aşkın toprağına gömülmüşken yalnızlığım
çaresizliğin sağnağında kimsesizliğimle boğuşurken
yüreğime inen merdivende bir ayak sesi
yoksa o sen misin.../
---------------------------
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
TEBRIKLER GUZELDI EYVALLAH SAIR
oysa saf çocuk duygularıyla sevmiştik hatırlar mısın
mahçup kızarıklık ne çok yakışırdı yüzümüze
kaç gül kuruttuk defter arasında annemizden gizli
kaç yalan söyledik kendimizin bile inanmadığı.
neydi ilk sevgilinin verdiği sözler
kim verebilir hesabını şimdi.
yok saymak kolay mı delip geçen anıları
göğüs kafesinde beslenir mi yine bir güvercin
avuç içi mutluluk çizgisi sığar mı kalan ömre.
yaşamın bilinmedik hazinesinde saklıyken bu sır,
hani diyorum gelecekse karayelden gelsin aşk
yedi düvele haykırarak verilebilecekken hakkı
ne olur; en çok bize yakışmasın susmalar...
Sonay Uçak Gürlek
kutlarım .başarılarının devamını temenni ederim. severek okudum şiiriniziz. elerinize sağlık.10 puan
Yaşamın her evresi her devresi ayrı bir düşünce sitemeine ait olduğuna göre sevgiyle dolu gönüller aşk'ı unutamaz sadece katlanır....Güzel şirinizi ve sizi kutluyorum ..sevgi ve saygılar...atıl kesmen
Yüreğinize sağlık çok güzel bir şiir. Sanırım hepimiz geçmişi özlüyoruz. Belkide yaşarsak 20 yıl sonra bu günleri özleyeceğiz.....
Demek ki;
anı yaşamalı.....
selam ve sevgilerle...
**Çocukken..
Çocukken
Çelik çomagım
misketlerim vardı
Korkuturdu geceler
Ominicik yüregim
Gündüzleri arardı
Çember sürdügüm
Topaççevirdigim
Geniş cadler
Binbir güzellik dolu
Bayramlarım vardı
Uçurtma ucurdugum
Aklımın almadıgı
Geniş semalar
Başımdan gecen
Tatlı belar
Nenemin dizinde dinledigim
Binbir masallarım vardı
Büyüdümde ne oldu
Ne çelik çomaklarım
Nede misketlerim
Ne korkuyla yattıgım geceler
Nede sevinçle kalktıgım
Gündüzlerim kaldı
İple çektigim
Bugün unuttugum bayramlar
Çember sürüp
Topaççevirdigim
Caddelerim sokaklarım darardı
Uçurtma uçurdudugum
Semalarım kirlendi karardı
Küçük belalarım
Daglar kadar kocadı
Ne masallar ne nenem
Yalnızca bir resim
Hatıra kaldı........
Büyüme çocuk büyüme
Hakkı Akay
kaç kez okudum bilmiyorum arkadaşım öyle uzaklara götürdün ki beni o mutlu hasretini hala içimden çıkaramadığım günlere bir arkadaşımada dediğim gibi yüregi taşımak degil marifet onu bu denli konuştura bilmek iyiki varsın kocaman yürekli dost kalemin daim olsun benden bir hediyede o yıllara özlem bir şiir umarım bağışlarsın
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta