Anlat, diyorsun. Söyleşi başlıyor. Yönümü bir dönmüşüm, uyuyorsun. Ne kadar konuşsam, dilinden bırakmadığın kelimeler önde gidiyor. Şikâyet etmiyorum. Kim bilir kime atıp tutuyorsun. Susuyorum, sulu gözlerim soğan doğramaya yeltenen ellerimi gözlüyor. Daha kabuğunu bile soymadığım soğanlar…
“Anlat” diyorsun. Anlatınca da uyuyorsun. Anlamayacaksın işte, sorma! Dinlemiyorsun ki… Hem ne değişecek duysan, bilsen. Uykusunda boğulup da nasıl kahrolmadığının hesabını mı soracaksın? Nasıl yani, bunu yapacak mısın? İstemiyorum kızma, kıyma ona. Kiminle konuşuyorum, uyuyorsun. Belki de en çok sen dinliyorsun beni. Nine! Tamam, anlatmıyorum. Karar/sızım… Elimde değil yine başlıyorum. Duysaydın, anlasaydın söylediklerimi. Bilebilseydin kelimelerin telaffuzunu, ne derdin? Uyur muydun yine?
Gözlerime dokunup da hâlâ sıcak kalabilen döküntülerin sırrını sorar sormaz, uyumanın sebebi ne? Ninni mi bu söylediklerim? Sen de haklısın.
“Kızım sabahtır gâvurca ne geveliyon? “
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta