Karanlıkta sakladım gülüşlerimi,
Ürkek, korkak, yorgun...
Çarkına tükürdüğüm dünya,
Sal bırak gelincik tarlalarını üstüme,
Renk renk çiçeklerin açsın önümde,
Kokularını saklayayım ruhumun dehlizlerinde.
Dağlarından alayım dumanını,
Güneşte kurusun kabuklarım,
Sıyırıp atayım yılların kamburunu,
Dertleri, yükleri, suskunlukları
En derin kuyulara savurayım.
Ne içimdeki sızı,
Ne yüreğimdeki acı,
Ne ruhumdaki darlık,
Ne de kolları bacakları ha bire çoğalan o çıyan…
Her şeyi, her şeyi söküp atayım,
Ölümden ibaret göstermelik bahardan.
Karanlıklarda sakladım gülüşlerimi...
Çarkına tükürdüğüm dünya,
Sal üzerime yakamozlarını,
Meltemini sal usuldan usuldan yanağıma,
Dağılsın başımdaki duman,
Renk renk baharını,
Kar kokulu kışını,
Geçiş sancısı çeken sonbaharını...
Sal gitsin üzerime
Doldurayım ruhumun dehlizlerini.
Hızır uğrasın baharıma,
Gelin tacı giymiş göğü,
Bereket kokan yeri—
Sal gitsin…
Toprak koksun, çiçek koksun, kar koksun...
Çıksın gülüşlerim gözlerimin ucundan...
Özgürlük koksun,
Karanlıklar, yıldız koksun, ay koksun,
Evlat koksun,
Can koksun...
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 15:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Doğanın kokusunda, mevsimlerin döngüsünde, toprağın sessizliğinde şifa arayan bir ruhun yolculuğudur. Her dize, hem bir geçmişin izini taşır hem de geleceğe tutunma isteğini... Ruhsal bir arınmayı anlatır derinden. Umarım okuyan herkes, kendi karanlığında sakladığı gülüşlere ulaşacak bir ışık bulur bu satırlarda.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!