Karanlık Güvercinlerin Kasidesi

Federico Garcia Lorca
29

ŞİİR


93

TAKİPÇİ

Karanlık Güvercinlerin Kasidesi

İki karanlık güvercin gördüm
defne dalları arasında
Biri güneşti,
öteki ay
'Komşucuklarım' dedim onlara
'Mezarım nerde benim? '
Güneş 'kuyruğumda' dedi
'Boğazımda' dedi ay.
Ve belinin çevresinde
dünyayla yürüyen ben
kardan iki kartal
ve çıplak bir kız gördüm
Herbiri bir ötekiydi onların
ve kız hiçbiriydi
'Kartalcıklar' dedim onlara
'Mezarım nerde benim? '
Güneş 'kuyruğumda' dedi
Boğazımda dedi ay
Defne dalları arasında
iki karanlık güvercin gördüm
Biri ötekiydi onların
ve her ikisi hiçbiriydi

Federico Garcia Lorca
Kayıt Tarihi : 26.10.2008 09:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Türkoğlu
    Mehmet Türkoğlu

    Sevgili yıldızhan,sanada mı battı benim emekliliğim???edebinle otur ki sana küfür etmesin kimse...ben küfür etmiyorum ama sen zaten şartlanmışsın benim küfür edeceğime...Ne hikmetse benim yazımı gören sayfama geliyor:))ama beni sayfana alıştırmasan iyi edersin...sen bilin tosuncuk

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci

    hepimiz kardeşiz ve biz seni o duvarın dibinde bekliyoruz Lorca

    Cevap Yaz
  • Behruz Dijurian
    Behruz Dijurian

    İki hafta evvel İran’ın genel televizyonlarından Cam-i Cem TV Türkiye’deydi ve kısaca arz edeyim ki beni arayıp sanatla ilgili bir programda hayat ve şiir ve çeviri üzerinde bir söyleşi ve çekim yaptılar. Tabi benim bu konudaki yaptıklarımı zikretme yeri değil burası ama konumuzu asıl ilgilendiren sorulardan biri şuydu :
    Behruz bey şiirlerinizin dışında çevirileri nasıl yapıyor yaklaşıyorsunuz – kısaca bilgi alabilir miyiz.

    Cevap:
    İlk önce eseri okurum, beğenip etkilenirsem sonra çevirebileceğime ve acaba çevirirsem yeni dildeki okur için de bir katkısı olur mu diye düşünürüm.
    Sonra şiiri (veya eseri) ana hatlarıyla yazarım – sonra tekrar geri döner düzeltmeler yaparak ses düzeni ahenk ve uyumunu bakarım, ve bazen kelime seçimi, ses, ritim düzeni için nerdeyse 500 defa değişik zamanlarda yüksek sesle bir şiiri okurum. O halde varsa bir hata ve eksiklik tekrar düzeltirim.
    Ve son olarak da eser bittikten sonra şairine ki şayet vefat etmişse ruhuna selam yollarım..!

    .............

    Nasıl ki Nazım ağaç’sa, benim için, Sohrap Sepehri su’ysa, Mehdi Dijur gece’yse , Mevlana Şems’se .. Lorca da benim için ay’dır. Ne zaman ki göğe baksam ve ay görsem ona selam söylerim.
    Şiirin ay’ı evrenin göğünde, düşü bile güzel olan ve belki de asla ulaşamayacağımız bir hayalin adı yani insanın ve insanlığın bütün sebep, sonuç ve sınırlardan arınmış evrende birlik ve beraberlik içinde özgür ve insanca yaşabilmesi..
    Bütün güzel insanlar orada buluşur umuyorum- inanıyorum, aynen iki gün evvel a’ma bir adamın göremeyen gönüllerimize seslenmesi gibi :

    Birlik çok tatlıdır, benzer üzüme
    İçip şerbetini duralım kardaş.
    (a.v.)

    Madam ki gün Lorca’nın günü..inanıyorum ki böyle dünyaya mal olmuş insanları ve şairleri okumakla dilimizin esneklik ve estetik yanlarını derinlikleri ve daha önce çıkmaz sokak sandığımız ve geçebileceğimiz geçit ve sokaklarını keşfedebilme fırsatı ve fikri doğar bizlere, aksi halde şiirimiz düşümüz ve düşüncemiz en çok ufka kadar gider..ki dünya yuvarlak ve ufuk diye bir şey yok – iyi biliriz

    O halde lafı uzatmamak için bu şairin en önemli eserlerinden ki bir nevi idamına sebep olmuş aşağıda sunmakla şairi daha iyi tanıma fırsatı bulmuş oluruz ki daha önce de arz ettiğim gibi ‘Celladı Lorca’yı anlatıyor’ çeviri kitabımda takdim edeceğim.

    Çeviri sanatının önemi ve değeri ve çevirmenin rolünün nedenli önemli olduğunun küçük bir göstergesi olabilir ki değerli okur şayet merak ederse Türkçe dilinde bugüne kadar çevrilen bu önemli ve değerli şiirin diger çevirilerine de rücu edip karşılaştırabilir. Elbette diger emeklere da saygı duyarak ..daha fazla sözü uzatmadan ki aynası ve işitir kişinin..vs….!

    İyi kalınız
    Şiire ve köşeye emeği olan tüm değerli dostlara teşekkürler.
    Saygılarımla,

    Behruz Dijurian

    .................................

    İspanya’nın Sivil Gard Şarkısı ( Romance De La Guardia Civil Espanola)

    Kara atların terkilerinde oturuyorlar
    ki nalları da karadır atların
    Mürekkebin ve mumun lekeleri
    pelerinlerinin uzantısında parlar.
    Ve ağlamıyorlarsa eğer sebebi şu:
    beyin yerinde kafataslarının kabağında
    kurşun vardır çünkü.
    Ve parlak deriden bir ruhla
    tozlu caddelerden varırlar,
    sırtları suratları eğik,
    geçtikleri geçitlerde geceliğin
    zifiri karanlık sessizliklerini doğururlar
    ve akan heyelanın vahşetini.
    ………………………..
    Ve gece inerken
    gece, tam gece
    Çingeneler kendi örslerinde
    ok ve güneş yaparlardı
    Kanlı bir at
    sersem derelerde dayanıyordu
    ve camdan horozlar ötüyordu..
    ………………..

    Ey çingenelerin şehri,
    Şimdi Sivil Gard!
    yeşil ışıklarını indir!
    ………….

    Şehir korkudan azat
    kapılarını çoğaltıyordu
    ve kırk Sivil Gard
    tarumar için giriyor
    Saatler durmuş hareketten
    ve rüzgarlıklardan
    yaygın bir imdat esiyor
    ve şimşirler atların nallarından
    alaşağı olmuş yeli
    ikiye bölüyorlar.
    Yaşlı çingeneler kaçıyor
    kurt kuzu ( karanlık aydın) yollardan
    uykusuz atlarıyla ve
    külden kumbaraları ile.
    ……………



    Çingeneler Bey-ül Lihem’in kapılarına
    sığınıyorlar
    Kutsal Yusuf, yaftadan ve yaradan örtülmüş
    kızın birini gömüyor.
    Ağır tüfekler bütün gece
    durmadan
    kovanlarının yankısındadırlar.
    Kutsal Uzra çocuklar için
    yıldızların tükürüğünden medet arıyor.
    Ve bütün bunlara rağmen
    Sivil Gard ilerlemekte,
    ve içinde civanın ve üryanın
    hayallerini kül edeceği
    alevler yakıyor.

    Rosa – Camborois’in kızı –
    evinin avlusunda şivende
    ve önünde
    kesilmiş göğüsleri bir tepside.
    Ve diger kızlar koşarak-
    kaçarak
    örülmüş zülüfleri ardından
    bir havanın hacminde
    ki içinde
    barutun kırmızı gülleri patlıyor.
    …….

    Federico G. LORCA (1928)

    Türkçesi : Behruz Dijurian

    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt

    Güneş 'kuyruğumda' dedi
    Boğazımda dedi ay
    Defne dalları arasında
    iki karanlık güvercin gördüm
    Biri ötekiydi onların
    ve her ikisi hiçbiriydi

    öyledir zaten
    güzel
    saygılar

    Cevap Yaz
  • Mehmet Türkoğlu
    Mehmet Türkoğlu

    eyüp yıldızhan!!!ben sinyali ile ilgili bir şey yazmadımki...sen neden havladın oradan anlamadım..yorumun varsa şiire yaz yorum yazanlara değil...o yazdığım benim şiire yorumumdu!!!önünden ye emi tosuncuk

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (38)

Federico Garcia Lorca