ince uzun boynundan tanırım nerede görsem seni
öper, koklar, yüreğimde saklarım, bütün mevsimlerimin sevgilisi gibi …
şimdi masanın orta yerinde ve sanki vazgeçilmiş bir kadehin içinde
kireç suyuna terkedilmiş gibisin, bükülmüş boynun ve solgun yüzünle
bir sıcak merhaba desem durup dururken, dönüp bakar mısın bana
hafiften kaldırarak başını, yabancı değil bu ses, kimdir diye acaba
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Önce hikayesine dokunmak istedim usulca...O kireç tutmuş bardaklarda karanfillerimizi canlı tutabilmek suyunu değiştirmek ve biraz daha yaşatabilmek..Kırmızısına hayranlığımızı anlatmaya çalışarak.....
Bir sıcak merhaba gibi, en ücra köşede unutulmuş bir şefkati göğsümüze basmak gibi...ve uyutmak bildiğimiz ninnilerle, annelerimizden kalma....
Bütün ipuçlarının ezberimizden sökülmesi gibi yürekten yüreğe...yeniden dünyaya gelmek gibi...İşte mısraların arasındaki müzik büyülü bir öykü anlatıyordu..Dinledim ve sustum....Kutluyorum sevgili Uzungemici..Çok güzeldi....
usta kaleminizi okumak ayrıcalık..........sevgilerimle..
korkma canımın içi işte karşındayım, öyle dalıp gittim bir an buralardan
hain pusularda eşkıyalar bastı düşüncelerimi, korktum sensiz kalmaktan
bir film şeridine yerleşti birden, dünden bu yana koşarak gelmelerimiz
kötü biterse eğer bu şiirin sonu, bu dünyada neye benzer diye hallerimiz
…nasıl seviyorum gözlerimdeki gözlerini, bir an olsun kırpmadan,
ve aynı nefesle mest olmayı, masadaki karanfil kokusundan …
...........
dünden bu yana koşarak gelen bir şiirdi...
sözcükler harman yerinden savrulan ekinler gibi..
genede umuda , genede barışa ,özlemlere......
sn çeştepe . öyle güzel yazmışsınız ki...
yorum ne haddime, sadece kalakaldım şiirinizde .. konukluğunuz için sağ olun var olun.....
üreten yüreğinize sevgiler ,saygılar....
yıldız özdemir.....
Karanfillerle beraber
ince uzun boynundan tanırım nerede görsem seni
öper, koklar, yüreğimde saklarım, bütün mevsimlerimin sevgilisi gibi …
******
Çok çok güzel bir betimleme .. karanfiller ve ince uzun boyun hiç aklıma gelmezdi..
daha neler öğreneceğiz şair yüreklerin yaratıcı zekalarından bakalım .. yani çok şey okudum
duydum ama bu benzetmeyi ilk kez senin şiirinde okuyorum .. bu da güzel farklı değişik
ve artık karanfile bakarken sanırım şiirini bu mısralarıda aklıma gelecek senden bir
damla şiir gelecek aklıma .. belki çok zaman sonra geçmiş zamanda şairim bir şiirinde
böyle demişti derim neden olmasın . :) teşekkürler
Sayende kelime haznemi güçlendiriyorum .. tabii bayan için bu benzetme ama olsun ..
yani bir karanfil dalından
bir sevgilinin boynu hikayesine geçiş pek de kolay olmasa gerek dimi yani .. yüreğşne sağlık .
devam ...
******
şimdi masanın orta yerinde ve sanki vazgeçilmiş bir kadehin içinde
kireç suyuna terkedilmiş gibisin, bükülmüş boynun ve solgun yüzünle
bir sıcak merhaba desem durup dururken, dönüp bakar mısın bana
hafiften kaldırarak başını, yabancı değil bu ses, kimdir diye acaba
… ateşi yuvasının boşluğunda sönmüş gözlerinde ,
dünyaları yeniden doğurup bakar mısın, söyle …
*******
Tanırsa bakacakdır kendince ,nasıl menekşeler küser çiçekler alışmıştır sohbete olsun kimse anlamazlar
dese de arada konuşmak iyi gelir.. kimse görmese de onlar yüzlerini çevirip teşekkür ederler. aslında kendine
su veren can veren yüreğe ..
senin şiirde de o misal öyle bir güzel anlatmışsın ki en umutsuz zamanda belki de can çekiştiği
bir zamanda bir tanıdığının bir şefkatin ona dokunması gibi ..
sanırım bilecek sanırım ses verecekdir ..
her canlı ilgi ister yerinden yurdundan koparılmış da olsa karanfil
suyunu değiştirdiğin sürece canlı kalacakdır hatta kök verir de birde saklısında bulursa yerini
bilmiyorum zamanı var mı ama genelde çiçeklerin çoğunda öyle olur ya aklıma ordan geldi ..
yani asıl toprağında kalır birde ilgisi şefkati devam ederse eceli vadesi gelmeden ölmez
solgun yüzüne can gelir terk edilmişlik kurtulacak kiraç suyuna inat
diye düşünüyorum .. aslında o beyaz karanfilin yanında
kanıyla canıyla sende bir kırmızı karanfil olmuşsun gibi olacak ..tek kalmayacak.. bardakda da olsa adınız
artık beyaz karanfil değil kızmızı beyaz karanfiller olacak :)
yine anlatımda ki güzellik kayda değerdi çok çok güzellll ..
************************************************************************************
ışıltılı flamalardan bayraklar doğuruyordu rüzgarlar, hani bir zamanlar
fidanlar sallanıyor ama kırılmıyordu, yeşerdikçe yeşeriyordu yapraklar
susturulmuş bir namlu içinden göz kırpıyordun bana, gülümsüyordun
ben kurumuş bir kan gölünde yatarken, sen uyuduğumu sanıyordun
adımız devrim tarihine böyle yazılıyordu o sıralar ,
bütün damarlar patlıyordu, açılırken şafaklar …
****
bu anlatıma nasıl bir yorum yapılabilir ki
muhteşem bir anlatım çokda derin bir anlam .
burda çok konuşmasam anladım ama yoruma gücüm yetmiyor ..
yorumunda en az bunun kadar güçlü olması gerek ..
zaten anlayan anlamıştır
çok başarılı bir uslup çok anlamlı bir açılım ..
**************************************************************
/ kumsal fırtınasında, sessiz kumlara saklandım geceden kalma
bir gemici lambası el salladı, gel dedi, gittim/
.
şehrin ıssız sokaklarında gece yarıları, sarhoş sevgililere nasıl koşardık
önce avuç içlerinde ter olur, ayrılış saatleri yakalarda yeniden açardık
dudağa tat gibi konarken birimiz, düşleri süslerdi gece boyu diğerimiz
gün sabaha dönünce saplarımız saman niyetine ve tüterken renklerimiz
belki bir fakir ocağında ikimiz bir arada yanardık ,
alevler içinde sımsıkı sarılır, daha çok ısınırdık …
/sonra açığa firar bir sandal olup, herkesten farklı seviştim o gece
dalgalarla, seninle, senin sensizliğinde/
***********
Aslında hep merak ediyorum biliyor musun
hani biz zamanlar hani kavgaların ülkülerin davaların yani siyasetin en çetrefelli zamanları
yok ben içinde değildim ben sadece uzaktan izlediğim için belki çok farkında değildim yaşananın
biz sadece seyirci kalıyor kafamıza göre yorumluyorduk aslında ne yorumu konuşmak bile yasaktı sıkıysa konuş
ama bazılarınız bu sağ sol fark etmez onlarında diğerlerinide bir amacı bir ülküsü bir yolu vardı
belki biraz farklılıklar olsada gidecek yol aynı idi kimse geride kalmak istemiyordu
neyse dedim ya çok derin konulara girmek değil amacım ama sanırım dizelerinde onlardanda bir ufak
dev vuruyorsun ..
benim anlamadığım belki de şimdi şiirini okurkende ne zaman devrimden bahseden bir flim bir olay
bir kitap olsun hep bir büyük aşkı o en dandik zamanlarda o can pazarı zamanlarda o kelle koltukta zamanlarda bile
hep aşkın en koyularını okudum .. nedendir diye sorarken şimdi senin şiirde yine aklıma geldi
sanırım ölüm korkusu yok ölmek değil de sevdiğini kaybetmek korkusu
zaten var olanı yaşayamamışlar ki doğru düzgün yani gelecek ne getirir nereye götürür .. zaten yine okuduklarımdan
anladığım kadarı ile yine hep demirparmaklıklar arkasında onca düşüncenin içinde en çok da
sevgilinin kokusu özlemi ile harmanlanmış zaman ayakta durmuşlar yani öyle bir zamanla
en olunmayacak zamanda bile bu sevgi öyle bir güç öyle bir tılsım ki
yürekte dayanma gücü olmuş .. nasıl desem ya biliyorsun böyle şeylşeri yorumlamakta güçlük çekiyorum ama
yani cezaevinden çıkmış da olsa önce birlik bereberlik sevgili yine yürekte birinci de olsa olayların akışında
ertelenen olmuş sanırım . yada yitirilmiş yok olunmuş yüreklerde hep acı her o güne ait izler burukda olsa
yaşadık ya dedirten cinsden belki ..
**************************************************************
.
adı kıyamet olan bir günde, ayrılık başka çaktı üstümüze aynı şimşekten
yüreğimizi kırbaç çizdi çığlık olduk, sözcükler anlamlarını yitirmeden
öyle bir gidişim vardı ki hatırlıyor musun, bütün belaları içiyordum sanki
bir çingene tezgahından tekmeyle, yuvarlanırken mazgala berduş misali
yarınsız karanlık nasıl olur, korkum bunu öğrenmekten ,
ve bir demette bensiz açman, asla değil ölmekten …
/ve ne kadar yıldız varsa hepsi düştü yağmur gibi üzerime, dağıldım
demet bağlarım kuyruklu yıldıza kaçtı, ben yalnız kaldım./
***************************
Sanırım yukarda yazdıklarım şiirinin bu kısmına da yorum oluyor ..
çok anlamı idi ..Geçmişe bir yolculuk belki anlatılası
belki yeninden yeniden öylelerinin hala var olabilmeleri belki direnmeleri
özetle özgürlük için direnenlerin hala var olabildiğini görebilme
duyguların yada görmek istediğin
ya şimdide falcı gibi olduk :)
ama kim istemez ki hani askerden gelen anlatır ya
hani yarım yamalak askerlik yapar kimi yada şu kısa dönem git gel hikayesi askerlik bile değildir belki yaotığı
gelir hava atar ya ben kadın halimle bile kızarım nöbet nedir bunu bile bilmez ..
dağ tepe nedir bilmez açlığı soğuğu bilmez hani bizler deriz ya erkek adam askere gidecek de ondan sonra adam deriz
bilecek yaşayacak görecek o şartları zorluklarla mücadele etmesini vs vs .. ve o an askerliğini layıkı ile yapmış er kişi
der ya abi buda askerlik mi bizim zamanımızda .. devam eder öyle bişey sanırım
işte burdada ..
belki o gün yapılanlar yapmak isteneler şu bu derken bir dizi şey gelmiş önüne oturmuş senden belki de hesap soruyor
yada ne diyorsun şair bugünkü duruma .. o zamnlar serde bu vardı şu vardı gibi mi
:))
neyse sen bana bakma derin ince konuşar ya böyle çıktı işte çok biliyoruz ya
ille birşeyler yazmasak öleceğiz :)
yok hisler bunlar ama bende sizler gibi yaşasaydım o sıcak zamnalarda her bir yerinden dalsaydım olaylara
belki bu kısımları hakkı ile dolu dolu yorum yapardım ..
yüreğine emeğine sağlık Kaptan kutluyorum ..
******************************************************************
****
korkma canımın içi işte karşındayım, öyle dalıp gittim bir an buralardan
hain pusularda eşkıyalar bastı düşüncelerimi, korktum sensiz kalmaktı
bir film şeridine yerleşti birden, dünden bu yana koşarak gelmelerimiz
kötü biterse eğer bu şiirin sonu, bu dünyada neye benzer diye hallerimiz
…nasıl seviyorum gözlerimdeki gözlerini, bir an olsun kırpmadan,
ve aynı nefesle mest olmayı, masadaki karanfil kokusundan …
beni dinlerken arada tutarsın ya böyle, sıcacık ellerimi
bütün ipuçları dolar içime, bir daha anlarım seni neden sevdiğimi …
*********************************
bak az önce dedim ama gördün mü
hani dize dize iniyorum ya şiirin sonucuna :)
sen şiir içinde şiir yazmışısn be şairim :)
valla bak nasıl seviniyorum ..
dedim final denizle bitecek ..bunu bilememdim ...
yok dediğim çıktı falcı dedim kendime (hani geçmişe yolculuk şu bu yazdım bişeyler işte .).
.. ama lafımı geri alıyorum işte:))
Yine Kaptanın seyir defterinden çok çok güzel bir o kadar anlamlı bir o kadar sevgi dolu bir paylaşımdı
şiirdi romadı hikaye idi adı her ne ise ama güzeldi beğeni ile okudum flim gibi izledim
hissettirdi yaşattı güzeldi ya kalem güzel yazarsa kalem güzel konuşursa oluyor işte
ben şahsım adına çok çok beğendim tebrikler şair yüreğine emek verdiğin bu güzellik için teşekkür
yüreğin susmasın ..
içtendi herşeyden önce ve farklı Cevat Kaptanın kalemine özel kendi tarzı kendi uslubundan
Aşk,bir eşkiyanın hayata itirazıdır...susarsa çatışma,konuşursa savaş,yazarsa destan,severse devrim olurmuş..
sizin şiiriniz bana bu dizeleri anımsattı...
teşekkürler sayın cevat çeştepe..
İMGE DERYASINDA YÜZDÜREN KALEME SELAM OLSUN.TEBRİKLERİMLE USTA.
'ışıltılı flamalardan bayraklar doğuruyordu rüzgarlar, hani bir zamanlar
fidanlar sallanıyor ama kırılmıyordu, yeşerdikçe yeşeriyordu yapraklar
susturulmuş bir namlu içinden göz kırpıyordun bana, gülümsüyordun
ben kurumuş bir kan gölünde yatarken, sen uyuduğumu sanıyordun
adımız devrim tarihine böyle yazılıyordu o sıralar ,
bütün damarlar patlıyordu, açılırken şafaklar …'
Doğrusuyla-yanlışıyla, 'adımızın devrim tarihine yazıldığı' günler burnumda tüter oldu, biliyor musun dost. Yanlışlarımızın birçoğu, bugünün 'doğru'larından kutsaldı bir bakıma. O günlerin yanlışları aydınlığa kavuşmak adınaydı hiç değilse. Bu günün 'doğru'ları, karanlıklara çağrı sanki.
Yüreğine sağlık.
Sizin şiirlerinizi okuduğumda dilim lal oluyor.
Yürekten kutlarım .
Saygılar.
korkma canımın içi işte karşındayım, öyle dalıp gittim bir an buralardan
hain pusularda eşkıyalar bastı düşüncelerimi, korktum sensiz kalmaktan
bir film şeridine yerleşti birden, dünden bu yana koşarak gelmelerimiz
kötü biterse eğer bu şiirin sonu, bu dünyada neye benzer diye hallerimiz
…nasıl seviyorum gözlerimdeki gözlerini, bir an olsun kırpmadan,
ve aynı nefesle mest olmayı, masadaki karanfil kokusundan …
beni dinlerken arada tutarsın ya böyle, sıcacık ellerimi
bütün ipuçları dolar içime, bir daha anlarım seni neden sevdiğimi …
kutluyorum güzel yüreği..
namık cem
merak ediyorum aslında bu kadar yoğun duyguları nasıl barındırdığını içinizde ve bunları kelimelere döküşünüzü üretiyorsunuz sürekli ve herbiri diğerinden güzel şiirler kutlarım sayın hocam yüreğiniz dert gösrmesin
Bu şiir ile ilgili 101 tane yorum bulunmakta