“ahh, sabah oldu, sabah oldu / ……………………….”
nikotin kokusu soluğumuzdan değil, yarın kadar yakın, aldırmayın
alkolden yanmamış olsa da ciğerlerimiz, yanacaktır yarın, ağlamayın
her gün taze bahar renginde açıyor, müjde dallarında çiçeklerimiz
gün doğarken çıkıyoruz yola, birbirine çok benziyor düşlerimiz
tek ayaklık cezalara çoktan razı olsak bile, kara tahtamızın önünde
gene de her direnç çok kolay bileniyor, bu ilk gençlik günlerimizde.
diyelim şafak kırmızısı bir film oynuyor, gelinciklerimizin tarlasında
sinemaya niyetleniyoruz, nasılsa içi boş derslerin yada okul çıkışında
ama bir ihtimal, ihtilal saatine yakalanıyor, gişenin önünde kalıyoruz
yakın tarih kitaplarına yazılacakları, yarını beklemeden orada yaşıyoruz
/Sonra fırtına yürekli ve yaramaz çocuklar olup sigaraya, içkiye ve dört duvar arasında yaşamaya birlikte başladık. Sabahlara kadar uykusuz kaldık. Kimileri için berbat zararlı ama memleket hayrına düşüncelere kapıldık. Sehpalara gönderilip, dağlarda kurşunlandık.Oysa yolun daha çok başındaydık/
……….
anlatılmaz sevdalardan olurum, sakın geçmeyin kapımın önünden
buyur eder alırım içeri ve bir daha ayrılmaz gözlerim, gözlerinizden
hep o sakin saatlerdir ayakların iskeleden suya değdiği, yakamozlardır
hicaz makamında sarı yaprakları sallayan dalgalar, açıklarda saklıdır
bir fırtına ki titretir denizdeki fenerleri, neden suskunsun bilemezsin bile
hasret sönmeyecek bir yangının dumanı gibi, tüter eksik sevişmelerde
gelir bir sonbahar yağmuru, güneşi kovalayan gündöndü tarlasında
geçmiş bütün saldırıların üzerinde konfeti bulutları, gün batımlarında
neyse diyorum sen varsın şimdi, el ele geçeriz altından gök kuşağının
bir günlük yaşam sürecinde buluruz karşılıklarını, yaşanmamış hatıraların
/Sonra kenara çekilip yol verdik, önümüzden geçen yeni heyecanlara, omuz tuttuk
omzumuza konan martı kuşlarına. Bir ara gözümüz takıldı çok yükseklerden geçip giden bir uçağa, ardında bıraktığı ve giderek dağılan buzdan bir çizgi gibi kristal damlacıklara.
Güneşin son ışıklarında ve bir açık denizin kıyısında/
“………………………………………./ bugünde akşam oldu”
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 16.6.2008 08:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir sabah türküsünden, bir akşam şarkısına … Sadece bir gün gibi.
omzumuza konan martı kuşlarına. Bir ara gözümüz takıldı çok yükseklerden geçip giden bir uçağa, ardında bıraktığı ve giderek dağılan buzdan bir çizgi gibi kristal damlacıklara.
Güneşin son ışıklarında ve bir açık denizin kıyısında/
“………………………………………./ bugünde akşam oldu”
Geldim kıyılarınıza bir soluk alayım diye, deniz sakin deniz lacivert bakıyor gözlerime ve İstanbul sen kokuyor yine. Yine çok güzeldi üstat teşekkürlerimle....
buyur eder alırım içeri ve bir daha ayrılmaz gözlerim, gözlerinizden
hep o sakin saatlerdir ayakların iskeleden suya değdiği, yakamozlardır
hicaz makamında sarı yaprakları sallayan dalgalar, açıklarda saklıdır
bir fırtına ki titretir denizdeki fenerleri, neden suskunsun bilemezsin bile
hasret sönmeyecek bir yangının dumanı gibi, tüter eksik sevişmelerde
gelir bir sonbahar yağmuru, güneşi kovalayan gündöndü tarlasında
geçmiş bütün saldırıların üzerinde konfeti bulutları, gün batımlarında
neyse diyorum sen varsın şimdi, el ele geçeriz altından gök kuşağının
bir günlük yaşam sürecinde buluruz karşılıklarını, yaşanmamış hatıraların
OKUNMAYA DOYULMAYACAK GÜZELLİKTE BİR ŞİİR. HER DİZESİNDEKİ HER KELİME ÖZENLE SEÇİLMİŞ..
YÜREKTEN KUTLUYORUM ÜSTADIM, HEM YÜREĞİNİZİ HEM KALEMİNİZİ.
TAM PUAN.
SAYGILARIMLA
kutlarım üstadım papatyalar yüreğinize
TÜM YORUMLAR (102)