Karaman'ın Koyunu Sonradan Çıkar Oyunu

Karaman’ın koyunu,sonradan çıkar oyunu;
Görmüyor musun ülkedeki büyük oyunu?
Cenneti vaat ediyor Ke-mal
Düşünme ver Ke-Mal’a oyunu…
Ülkemiz cennet olacak cennet!
Hiç kimse başkasına muhtaç olmayacak,
Cennet ayağınıza gelecek,Herkes cennette yaşayacak,
Namaz kılmaya, oruç tutmaya da gerek kalmayacak.
Olmayacaksın öz vatanında kiracı,
Silinecek bütün borçların;
Çalmayacak bundan sonra kapını icracı…

Bu olur mu demeyin sakın?
Beyannameye yazıldı;
Noterden bile imzalandı.
Kışlar bile bahar olacak bahar!
Bir elinde güneş,bir elinde ay!
Her ay en az bin beş yüz…
Kaynak mı dedin?
Kaynak var…
“Satacağız”,diyorlar.
“Ne güne duruyor bin odalı saray…
Sadağımızda kaç tane ok var bak,say!
Alacağız elimize bir altın yay,
Atacağız zilletin kalbine…
İnim inim inleyecek zillet,vay vay vay!

Ne kaldı şurda hazirana…
Sık dişini
Bilir Ke-mal işini…
Keçi diyorlar “ko-yun! ”diyorlar sana,
Koyun! İyi ya işte!
Bırak şimdi sen keçiyi koyunu,
Baban” koç” olsa yapmaz sana bunu,
Ver sen mala,pardon ke-mal’a oyunu…
Bol yeşillikli cennette yaşa cennette!

Gel sözümü dinle!
Bak,laf aramızda; akımız da var karamız da…
Söylüyorum sana yeminle!
Sen ver oyunu Ke-mal’a,
Akrabalık bile var aramızda…

Kaynak olarak yetmezse bin odalı saray,
Meraklanma sen,sıkıntı yok iş kolay…
Arkamızda ışıl ışıl,kandil kandil dağlar…
Önümüzde koskoca “İMF”var
Esas duruşa geçeriz karşısında,çakarız asker selamını,
“Kuçek”makamında söyleriz dünya kelamını…
Onlar da insan,oların da kalbi var; acırlar bize…
Sayarlar milyarlarca doları elimize…

Bak güzel kardeşim,
Kaynıyor…Yer gök, ermiş…
Kaygılanma sen,olmazsa
Getiririz Avrupa’dan bir derviş,
Düzeliverir bütün işimiz,
Gel keyfim gel,işimiz iş!

Bin dokuz yüz yirmi üç hedefiyiş,iki bin yetmiş bir hedefiymiş…
Bunlar uzak hedef, inanma bunlar masal…
Yarına kim öle,kim kala,
Mayıs ayınayız,şurda ne kaldı hazirana.
Ne diyorlar size”ko-yun”
Bak demedi”deme”işin ucunda yemyeşil vadiler var…
Akacak şırıl şırıl suyun
Bana bak! koyun koyun!
Hesabı mı olur tek bir oyun…
Ver oyunu ke-mal’a
Bakma sen aya gidene,yıldıza gidene,
Midene bak sen,midene!
Devletten aylık,Allah’tan sağlık…
Gül benzin hiç solmayacak.
Yol,köprü,hava meydanı,postane,hastane…
Zaten cennettesin,bunlara ihtiyacın olmayacak.

Mazot bir buçuk lira…
Sen buna palavra mı diyorsun?
Hesap uzmanı o,
Yapma,adamın hakkını yiyorsun,
İnan bana,palavra değil…
Göreceksin depona koyunca,
Kazık gibi dimdik durma öyle,
Bak göreceksin,sen biraz eğil…

Cehap iktidarında dönecek herkes köşeyi,
Bedava dikecek başına şişeyi…
“Benim bir oyumdan ne olacak”deme
Sahip çık oyuna…
Verme oyunu keçiye,koyuna,
Dikkat et üzerinde oynanan oyuna…
Dikkat et milletle kavgalı olanlara,
Ver oyunu millete sevdalı olanlara…

Bak bu kadar nimet saydım sana,akıllı ol…
Uçsuz bucaksız cennet…yeşilliği bol…
Sen bir garip çingenesin,neyine senin gümüşlü zurna,
Bakma sen keçiye,ak koyuna,kara koyuna…
Bu kadar nimet karşılığı vereceğinbir oy..
Yatma hep sağına,biraz da dön soluna,
Sahip çık oyuna…mührünü ona göre koy…

Uzan yemyeşil vadilere,yıldızların altında…
Paran var,çek kadehi,sigaranı yak,
Ye,iç,yat…
Tuttur bir türkü:
“Aslıyok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim;
Yesin,içsin herkes kesesinden,saltanatım var benim.”
Keyfine bak…

Arkadaş! Bilmiyorsan huyunu,suyunu,
Verme dünyaları alsan da tek oyunu,
Düşün arkandan gelen milyonlarca koyunu…
Dikkat et,
Karaman’ın koyunu,sonradan çıkar oyunu…