KARADENİZ ŞİİRLERİ

KARADENİZ ŞİİRLERİ

Muzaffer Yıldırım

doğusu kar beyazı
güneyi kan kırmızı
ortası step sarısı

akdeniz gök mavisi
karadeniz orman yeşili
marmara çini moru
..

Devamını Oku
Mehmet Çakır

Anlat Karadeniz derdini anlat
Çağlayıp çağlayıp durduğun yeter
Artık şu matemi üzerinden at
Kendini boş yere yorduğun yeter

Adın gibi gözün kara bilinir
Öfken ile nice izler silinir
..

Devamını Oku
Maşuk İnal

Mayıs'a çeyrek kala, Nisan'ın son günleri
Bir karanlık örterken, günahlardan her yeri

Çıktım seyredalışa, gülüşünden mehtabı
İnmemiş ayet gibi gökte duran kitabı

Elif elif yükselip, gözlerim yıldızları
..

Devamını Oku
Cem Karadeniz

Hummalı bir özleyiş sancısı benimkisi
Yumru yumru boğazımda düğümlü adın,
İsyan telaşı sarmış engin ufkunu yüreğimin
Ne yapmalı şimdi peki
Silah çatıp süngüye düşme zamanı mı dersin
Yoksa salmalı mı duyarsızca acısını geceye sessizce.
Hoş geldin başlangıçlar başkentine gözbebeklerinin prensesi…
..

Devamını Oku
Bahtiyar Keskin

Memleket Karadeniz,
Gümüşhane İlimiz.
Adımı Sorarsanız! .
Bahtiyar'ım Bendeniz...

Nak: Biz Hayata Güleriz,)
Biz Yaşamı Severiz.) 2
..

Devamını Oku
Sayime Üstün

Gündüzleri İşinde
Geceleri Denizde
Yorulmak Nedir Bilmez
Hamsi, uskumru peşinde...

Evini Geçindirir, Mağdur Bırakmaz
Çoluğu Çocuğu Atmaz
..

Devamını Oku
Mustafa Zincirkiran

Karadeniz bir başkadır baharda
Havası güzeldir devadır derde.

Ayder güzel yayla şirin mi şirin
Gittiğinizde kaplıcaya mutlaka girin.

Uzungölü anlatmaya aciz kalemim
..

Devamını Oku
Mithat Yaban

yağmur orman deniz
nazlı gelinler gibi
ışık çekiyor onları
yeşillik fışkırıyor Karadeniz

çam köknar meşe kayın
güneşi tutmak için koşuyorlar
..

Devamını Oku
Bahtiyar Keskin

Kazıkbeli Yaylâmız,
Kadırga'yı Aratmaz.
Tatilciler Geliyor,
Göçler Yolları Almaz...

Nak: Duman Dağları Aştı, )
Yamaçlar Doldu Taştı. 2
..

Devamını Oku
Kamil Aydemir

çoruh'un dudaklarında zeytin bağları
onları doyurur kafkas dağları
kafkasların burnunun dibinde
çay
fındık bahçeleri
çalıya dönmüş her biri
gün batımı gülüşleri
..

Devamını Oku
Salih Kukul

Yapraklar ayrılığın simgesi
Bak kader nasıl tekmeledi
Kaç sonbahar geçti aradan
Avuçlarımda topraklandı sevgisi

O gözlerinde ki volkan ateşi
Başka diyarlara mı vurgun
..

Devamını Oku
Ahmet Tığlı

Kabarmış yüreği Karadeniz 'in
Dalgaları uçuruyor beni
Mızrak yemiş bir boğa gibi köpürüyor
Acıyan yerlerinden...
Bir taş atmışsın geçerken
Dalga dalga yayılan damarlarına
Huysuz bir kısrak gibi kaldırıyor başını
..

Devamını Oku
Mamican Kocaşavşatlı

Sana olan sevdamız dünyayı sallıyor
Senin karşında duramaz istanbul takımları
Kolbastı ile coşarız bir anda karadeniz illerinde
Sallan uşağum sallan haburasi trabzon

Bordo mavidir senin şu nazlı rengin
Yok bu dünyada eşin emsalin benzerin
..

Devamını Oku
Ahmet Tığlı

Burada ormanlar uzun aşk öpücüğü gibidir
Karadenize nazır
Bir kere öpüldünüz mü
Kurtulamazsınız dudaklarından
Ihlamur kokulu sokaklarından
Kestane kokulu ballarına ulaşılr
Arıların çiçeklere dokunan ellerinden
..

Devamını Oku
Safiye Ünlü

-yaa anlatsana İlhan abi şu Ayşe halanı ziyaretini! bak safiş bayılacaksın
-safiye hanımın kafasını şişirmeyelim şu güzel gecede…
-estağfurullah, doğrusu merak ettim bende,

“şimdi efendim, aslen Trabzon, Sürmeneliymişiz biz, ben bilmem oraları. Yıllarca yurtdışında yaşadım, aslında yabancılaştım kendi memleketimede epeyce. İnsan yaşlandıkça daha bir dönüyor özüne sanki. Babam Sürmene’de yaşayan halamdan bahsetti bana yıllar önce, yüzbeş yaşındaydı ben gördüğüm vakit.
Hem baba memleketi görmek, hem de yaşayan akrabaları tanımak için kameramı aldım düştüm yollara. Uzun bir yolculuktan sonra, nihayet sora soruştura buldum Ayşe halanın, babamın köyünü. Fakat eve gelene kadar gördüklerim beni büyüledi adeta. Sol taraf masmavi deniz uçsuz bucaksız, sağ taraf yeşilin neredeyse bütün tonlarını görebileceğiniz göz alabildiğince orman. Dik tepeler, bakarken şapkanız düşer hani  tabii kare kare çektim bütün gördüklerimi, malum malzeme bol. Otu, börtü böceği bile bir başka buraların. Tipik Karadeniz yerleşimi burburunden uzak evler, sahip oldukları arazinin hemen yanına yada içine yapılmış evler. Patika bir yoldan çıktık halanın evine, yorucu bir yokuşki sormayın, ama biz çıktıkça hissedilen oksijen ciğerlerimize öyle işledi ki yorulduğumun farkına bile değilim.

..

Devamını Oku
Ayten Çobanoğlu

Derinlerden çok derinlerden geliyorsun
Hıncın var kinin var özleminle beraber
Geldiğin karanlıklar korkuttu mu seni
Karadenizin kayalık kıyıları özlemin

Derinlerden çok derinlerden geliyorsun
Öfkenle kayaları oyuyorsun derin derin
..

Devamını Oku
Alperen Karadağ

Geçen onca senenin ardından baktığımda geriye, çok zaman geçmiş gibi geliyor insana… Oysa her şey dün gibi aklımda… İlk sevgilinin kapısında beklediğim saatler… Ya ilk görüşüm o yüzü… İlk kelimeleri öğrenmek adına başladığım kara tahtalı, eski Rum evinden bozma okulun sınıfına ilk girişi… İlk kalp çarpışım, ilk heyecanlanışım… Nasıl unutulur…

Sonraları ve sonrasından sonrakiler, bir kuş çırpınışı yaşamıydı. Damağa çalınan bir parça balın tutsaklığı, geç kalınmış bir koşuşturmaca gibiydi. Oysa sonlara yaklaşıldığında, tutsaklık tutkunluğa vardığında, kuş çırpınışları dingilliğe erdiğinde aşkın tadı, aşkın kokusu, aşkın o bilinmez kimyası kaplardı bedenleri… Ancak her saatin kıvamı aynı tutmazdı ve geceleri bir başka kişiliğe, gündüzleri bir başka kişiliğe bürünürdü insanlık. Yalnızlığın adı iyice anılır olurdu. Ruhların, gecenin matemli saatlerinde yıkanışı, bereketli topraklara ekilen ümitlerin yeşerişi ve gökyüzüne yıldızlarla yazılan yaldızlı isimler… Hepsi mutluluğa yapılan maratonun başlangıç noktasıydı. Sona varılabileceği düşünülmeden atılırdı büyük büyük adımlar… Kimileri yorulurdu düşerdi hayat yolunun kenarlarına, kimileri kısraklar gibi çatlamayı göze alırcasına bir çırpıda, kimileri ise aynı tempoda devam ederdi el ele... Nasıl unutulur…

Şehir şehir aradığım günlerde aşkın doyumsuzluğunu, kimliğimi kaybettim yollar boyu. Çok kimlik değiştirdim, çok yürek yangınlarına tutuldum, çok yoruldum, yontuldum. Her adımda, her kilometrede biraz daha olgunlaştım. Acılar içtim, kahırlar yedim katık edip hüzünlerle… Dimdik çıktığım her yolculukta, başım önde düştüm şehrimin kucağına. Her seferinde örslerde örselemiş bedenimi, bembeyaz dalgalı saçlarıyla bağrına bastı Karadeniz. Sarıp sarmaladı gözyaşlarıyla sırılsıklam kalan yüreğimi. O gün bugündür ne zaman dara düşsem, ne zaman kaçıp sığınacak bir yer arasam, atarım kendimi sahillerine, bırakırım kendimi sessizliğin en güzel sesine… Martı çığlıkları ve dalgalar arasında sıkışan limanlar misali yüreğim hep bir sevgilinin, avuçlarının arasında kaldı. Ne kadar çok renkten renge giren sevgilerle sevmiştim her birini… Ne çok isimler adanmıştı bu bedene… Kimi Eren, kimi Alp, kimi Alper diye seslenirdi o kadifemsi sesiyle. Adımı unuttuğum zamanlardı oysa ve esasen hüviyetimden habersiz, kimsesizlikten yoksun, yalnızlıktan bitap düşmüşlüğün ertesiydi seneler. Nasıl unutulur…

Bugünlerimde yalnızlık bir başka ağır geliyor yorgun bu bedene. Ne sevgili için kavga edebilecek derman, ne yeni açılacak yaraları sarmaya merhem, ne de kalp kırıklıklarına deva olabilecek, sevgili diye tabir edebileceğim bir varlığın izi yok ufukta. Oysa çok şey istemiyordu bu yürek. Tüm derdi tasası yine ve yeniden tadabilmek hoyratça aşkın kimyasını. Ağızda çalkalayabilmek sevgi yüklü cümleleri. Kulak pasına, kalp ağrısına, yürek yangınına, çarpıntıya, sarhoşluğa, dalgınlığa ve her derde deva gelen sevginin büyüsüyle bezenmekti tüm gayesi. Yaklaştım, korkusuna yenildi. Konuştum, suskunluğuna kaçtı. Durdum, yalnızlığına, acılarına yürüdü. Gözlerine baktım, benden gözlerini çaldı. Gel git dalgaları gibi sahillerimi dövdü. Haykırdım, sesim yüzümde yankılandı. Üç noktalarla süren bu serüvene şimdi ben bir nokta koyuyorum. Soru işaretleri boynuma ilmek, virgüller birer hançer, ünlemler birer sopa, parantezler mengene oluyor yüreğime. En iyisi mi yıllardır eteğime biriktirdiğim noktalardan bir tanesini buraya yani tam buraya koyuyorum .
..

Devamını Oku
Özer Genç

'ah leyli leyli'
gecelerin karası
zaman değişti

Anadolu ovalarında
Karadeniz dağlarında
aylarca
..

Devamını Oku
Tuğrul Saltık

bir şarkıda söylenirdi
karadeniz uşağının
yoktur can yeleği
karadeniz deli hoyrat
hani
hırçınız biraz
karadenizli oluşumuzdandır
..

Devamını Oku
Cem Karadeniz

Yüreğinde tılsım duasına yangın duygular saklıydı
Ve gözlerinden yansıyordu rüyama güneş,
Ki ellerin sıcaklığı ısrarındaydı titreyişim...
Çünkü yalnızlığıma kanat gerdi sevdan;
Hosgeldin yavrum
Hayatıma…

..

Devamını Oku