KARADENİZ ŞİİRLERİ

KARADENİZ ŞİİRLERİ

Saffet Akkaya Sancak

Karadeniz…
Zümrüdü anka,
Ve en derini mavinin…
Yosun yosun çağlayan,
Ilgıt ılgıt ağlayan güzel,
Söyle,
Sen değil misin, ruhumun miraca çıktığı anın şahidi..?
..

Devamını Oku
Nazım Kara

yaşadıkca kaybederim özümü
hiç kimseye dinletem sözümü
felek kör eyledi iki gözümü
sanki gözlerimde ince perde var

karadeniz gibi ettin kararttın
güldürmedin beni hergün ağlattın
..

Devamını Oku
Mikdat Bal

Yemek listesi Karadeniz –yerel şive-

Lahana, turşu,çorba Karadeniz yemeği
Ancak mısır ekmeği ana direğumuzdur

Muhlama ile çayı, bayramlarda paçayı,
Sorarsan ziriktayı oda böreğumuzdur
..

Devamını Oku
İzzet Yaylacı

Martılar hayal kurmazmış;
Yanık bir bedendir Sinop”ta zaman..
Tünel tünel uzanır nemli yollarından,
Bir çıkmaz diyara doğru..

Gidersin,gidersin
Bir de bakarsın ki,
..

Devamını Oku
Abdullah Oral

MUSTAFA SUPİ LERİN ARDINDAN


Rüzgarın sesinden tanırım
Kabuğunu kıran taşların sesini
Kimliksizlik bunalımında sular
Başını kıyılarına vurması ondandır
..

Devamını Oku
Hatice Yıldırım

karadenizim...
adını karadeniz koydum,
hiç benim gibi aşkın sevdalın var mıydı?
karadenizim...
seni sevecek kadar cesurum.
bir kumtanesi gibi görsende yazık!

..

Devamını Oku
Adem Karagöz

Gözlerin okyanuslar kadar derin.
Bulutsuz gök yüzü kadar mavi,
Ak deniz kadar sıcak.
Karadeniz kadar hırcın ve dalgalı.
Her bakışın bin mana gizler,
Kainat kadar esrarlı.
Asırlardır anlatılır hani,
..

Devamını Oku
Yusuf Içel

Yine dalayım gözlerine
Ben diyim ki Akdeniz
Sen de ki Karadeniz
Japon denizi deme
Ah sevgili
Gitmesi de gelmesi de bi dünya
Hadi ben gelirim de
..

Devamını Oku
Serhan Çınar

Bırak beni Karadeniz / tekrar varam Amasra'ma
Bu ne inatçı bir deniz / koyvermez varam yurduma

Altı kafa arkadaştık
Balık tutmaya alıştık
Adres belli değişmezdi
Boztepe ardı kayalık
..

Devamını Oku
Selda Erdoğdu

İçindeki taassup girdabına rağmen bizleri okutarak
beynimizi özgürleştiren babama…



Dünyanın yalnızca erkeklere ait olduğunu ilk duyumsadığımda gecenin karanlığında rüzgarın savurduğu kağıt parçası öyle yakın geldi ki bana. Yalnız ve sahipsiz. Ve rüzgar nereye savurursa oraya giden.İnsanlık denizinde koca bir balığın midesine inmeyi bekleyen planktondan farkım yoktu.O günden sonra kasabadan kopmaya karar verdim.Dünyayı kendim tanıyacaktım kökleri olmayan bitkiler gibi…

..

Devamını Oku
Ahmet Emer

Kadın hastalıkları polikliniği girişinde yürüyor bir kadın,
Çirkin yüzünde kalın çizgiler, dağınık saçları savruluyor iki yana.
Örme yeleğinin bir yanı sarkmış, diğer yanda biraz daha uzun eteği.
Kendinden usanmış, bezmiş canından sanki!
Yürüyor salına salına kucağında poşetler, sarkmış kolundan çantası…
Telefonu çaldı birden, Karadeniz Kol Bastı Oyun Havası! ..
Uy bacum o ne hareket, ne kıvrak bi şey oyle, fırladı fırlayacak sahneye! ? .
..

Devamını Oku
İlhan Parçalı

YANIYOR AVUÇ İÇLERİM

Avucum çok gizli sevda çiceklerini saklıyor,
yanıyor avuçiçlerim,yanıyor bak.
Yanıyor avuçlarımın içindeki buğday başakları,
yanıyor serçe kanatları,
yanıyor ormanlarımdaki kumar çiceklerim,zifinlerim,
..

Devamını Oku
Arda Girgin

Rüzgar sert
Savrulan savrulana
Söylemek dert
Susan susana

Gidiyorum akıntıya açıklara
Rüzgara karşı yelken açtım
..

Devamını Oku
Hasan Gençay

CENNETİN ŞUBESİ

Merhaba kardeşim
İnan bende seni özlemişim
Çok oldu görüşemedik
Yine ayrı yerlerdeyiz
Aramana çok sevindim
..

Devamını Oku
Aynur Uluç

“Kollar ve bacaklarla yazılan şiirdir.” demiş Baudelaire, dans için. Kolların ve bacakların yanında tüm bedenin özgürlüğe akan bir ırmak gibi coşması, köpürmesi; müziğin içinde yüzmesi hâli, belki de dans. Belki dünden yarına süren yolculuğumuzda figürlerin epik bir öge gibi gülümseyerek el sallaması bize. Ya da dramatik bir öge gibi hüzünle dansa katılışıdır ellerin, kim bilir. Harmanlanışıdır insanın kendisiyle. “Nerden düştü içine şimdi durduk yerde dans” mı diyorsunuz? 28 Nisan 2008; Dünya Dans Günü’nde dansla kucaklaştım İTÜ Maçka Tesisleri’nde.

Sahnede geleceğe akan o ırmağın sesini duydum, birbiri içine girmiş motiflerde. Bir grup sahneden ayrılmadan diğer grubun sahneye dalışı, birlikte yapılan figürlerin bağlantısı bu akışı daha bir gözle görülür kıldı benim için. Tangodan salsaya, Romen düğününden sirtakiye, Karadeniz horonundan baleye uzanan yelpazede her koreografi, bir yeniliği bünyesinde taşıyordu. Bir salon dolusu insan -belki bin kişi- rol icabı değil, içten alkışlarıyla ırmağın kenar taşlarını çizdiler sanki gece boyunca.

Dansın ruhunda özgürlük var. Her düşünceyi, her olguyu kendi bünyesinde kaynatıp, size yeni bir şekille sunabilir yapısı gereği. Öyle olunca iri göğüslü erkekler, kocaman kalçalı kızlar, hatta hamile bir erkek bile göze doğal görünebilir. Abednalar’ın özgün dansı, bu anlamda en ilgimi çeken, oturduğum yerden kalkıp aralarına karışıversem dediğim grup oldu.

Bir gece boyunca damarlarınızdan dans şırınga edilince yaşamınızı değiştirmek istiyorsunuz. “Dans etmek, dans etmek, dans etmek istiyorum.” cümleleri dökülüyor içimden şimdi benim de. Önümüzdeki yıl aynı güne dek dans etmek, ve sonraki yıla ve bir sonraki yıla dek. Sırtım iki büklüm olurken, toprakta kemiklerim çürürken bile dans etmek yattığım yerden.
..

Devamını Oku
Mustafa Eren

SESSİZ FIRTINA

Bugün yine depreşti
Gönlümde hatıralar
Bak yeniden kanadı
Kabuk tutmuş yaralar.

..

Devamını Oku
Selim Altıner 2

karadeniz benim gibi
hırçınsın sende hırçın
bak düştüm yollarına
ya alacagım seni
ya vuracaklar beni

o çeşmenin başındada
..

Devamını Oku
Mikdat Bal

Yağmuru bol olur, havası ılık
Tarlasında mısır, denizde balık
Görmeye değer yer, tarihten kalık
Bir başka diyardır, Karadenizim

Herkesin sevdası, tarihler boyu
Karadeniz derler, mavidir suyu
..

Devamını Oku
Nevzat Özkan

şimdi olsa,
Karadeniz kokan
mis gibi,
kara lahana çorbası.
erişteli.
barbunyalı.
mısır unlu.
..

Devamını Oku
Zeynep Ece Arabul

Lanet bir balıkçıl
Tek bacağıyla
Gri bir havuzu bekler
Beş on kanat açımı
Hırçın karadeniz
Balık deryası
Bazı aşklar kirlidir
..

Devamını Oku