Karacaoğulları Destanı Şiiri - Neyyir Ar ...

Neyyir Arıbaş
53

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Karacaoğulları Destanı

Oğuz Han dedemin fırlattığı ok ve yayı
Yay getirenlerdendi Bozokları
Üç oğluydu Günhan, Ayhan, Yıldızhan’ı

Günhan dal sürdü, kök oldu Bayat kolları
Bizim obamız bizim otağımızdı Oğuz Han illeri
Kardeşimiz Kayı, Avşar, Yazır, Beğdili, Salur, Çepni
Bir gün ufukta göründü göç yolları.
Kuşandılar pusatı, atları kilim heybeli,
Yiğitlerimiz yiğit yürekli.

Oğuz Han dedemin ilinden pirimin izinden
Bir Nevruz sabahıydı Ergenekon’dan
Bozkırları, dağları aştılar buz gibi ırmaklar akan
Üzerimizi örten geceleyin ay ışığında kayan yıldızdan
Bir uzun yoldu göçümüz
Kadınlarımız, kızlarımız, oğullarımızla
Sürülerimiz kuzulamış meleşir.

Göç eyledik, nihayet konakladık ovaya
Biz Bayat’lar selam eyledik kardeş Kayı’ya
Kardeşler gider Domaniç yaylasına
Biz bu yanda, onlar o yanda
Merhaba dedik yeni yurdumuz Anadolu’ya

Yurt edindik Maraş’ı Elbistan’ı
Karaca Bey topladı Bayatlarla diğer boyları
Obalar kuruldu, ocaklar yapıldı ve tandırlar ateşlendi
Genişledi yaylalarımız, ovalarımız
Büyüdüler oğullarımız kızlarımız
Sürülerimiz kuzuladı çoğaldı oğlaklarımız
Yiğitler kılıç kuşandı, kısraklarımızla taylarımız
Şölenler oldu kutlandı Dulkadiroğlu Beyliği
Hüküm sürdü bu topraklarda Türk’ün devleti

Gel zaman git zaman nifaklar düştüğü zaman
Osmanlıya tabi oldu yurdumuz Elbistan
Maraş’a vali yapılır Beyazıt oğulları
İşte bundan sonra başlar eza yılları
Bizi yurdumuzdan eden kardeş kavgaları

Ferman cihan padişahınınsa neylenir
Kanadımız kırılmış bir kere, halimiz böyledir
Dost - düşman, kardeş – zalim olmuş kalbim incinir
Merhamet, yurtlarda vuruldu kolumuza zincir
Esaret içinde âlimlerimiz, olmaz ki mahir

Saymadım, kaç defa kavgamız oldu
Gürz sallandı, yay gerildi meydanlar ok doldu
Kostaktı Bey’im meydanda yıllarca kılıç savurdu
Şahin bakışlı gözlerinde her insan bir şey bulurdu
Şaşkın bir ok geldi acımasızca gözlerinden vurdu
Oğullarımız düştükçe hayattan, bağlarda güller soldu
Yüreğim kabardı gözlerim doldu
Doldu, dolduk, doldular da, göz yaşlar sel oldu

Zoru zorladılar,
Ateşi harladılar
Zalimlere başkaldırdılar
Olamazdı dirliksiz otağlar
Zorladılar
Zorbalar
Bir gün toplandı obalar

Yine göç eyledik yurdumuzdan
Atamızdan, otlağımızdan, bağımızdan
Umut yoktu yarınımızdan
Kervanlar dizildi dizi dizi yola
Maraş’ın sahipleri yürüdüler kol kola
Bir kol gider Kayseri ve Ereğli’den yana
Bir kol gider Adana’dan Pozantı’ya

Altı ay sürdü bu çileli yol
Doğduk at sırtında analarımızdan üryan
Kurumuş memelerinde bir damla süte muhtaç
Aç susuz perişan ve de urbasız
Titreyen ırmaklarında donar iliklerimiz
Ağlayan bebelerin ninnileri kulaklarda çınlar
Kurtlar ulur, eşkıya ulur her gece
Ulumalar sarmaş dolaş birbirine karışır
Kurt sarmış bir yandan
Eşkiyalar gelir öbür yandan
Biz av olmuşuz onlar avlanan.
Parçalanan bedenleri kuru derelerde bulunur
Beyaza kaçmış kara gözleri, körpe elleri al al
Kurtlar kuşlar için olmuş bir yal
Karasinekler vızıldaşır şimdi üzerlerinde
Sanki biraz önce öpülen o değildi pamuk eller
Sanki o değildi teninde kokan güller
Aldılar bizden canlarımızı,
Kurban oldular,
Kurban olduk
Kurban bizim halkımız

Altı ay sürüldü aşiretimiz, altı ay hicretimiz
Dağlarda yel oldu savurdu bizi hasretimiz
İnzivaya çekildik bazen, inancımız ve asaletimizdi kalemiz
Sabır, ya sabır, ya sabır çektikçe kanadı yaremiz.
Barınağımızdı çadırlarımız,
Gün be gün yaşadığımız, kurup dağıtığımız…
Geceleri haramilere siper olduğumuz
Kardeş sipahilere düşman olduğumuz
Çok sürüler aldılar, nice canlar aldılar
Öldük öldük de yeniden dirildik
Tüm Karaca soyu göç yolumuza serildik.

Yâr eline değmemiş demir eller
Gerilmiş yay ipinde ok çekerler
Yâr içinde barındırmamış gönüller
Dost hançerleriyle kanarlar

Kervanım yol aldı Maraş’tan Adana’ya
Gülek boğazından geçti gitti Pozantı’ya
Nihayet geldik yeni yurt Ereğli’ye
Bilge dedemin devesini çeker Bektik Ali
Bilge dedem işaret eder “ kaz öter, kamış biter yere konun “
Aman ha konmayın; keklik öter, kekik biten yere deyi

Geldik Bor’da bir köy Badak’a, kıraç mı kıraç
Aranılan yurdu arar gözlerimiz
Yola devam edilir sulak yerler bulmaya
Varılır kaz öter kamış biter Hortu’ya
Bizim buraya konanlar bilinir Bektik deyi
Başka yerlere de konmuştuk, soyumuz belli
Dulkadiroğlu, Karacaoğlu ve niceleri
Destanlaştık her birimiz, Dede Korkut ile Fuzuli,
Hem Okunur, hem bilinir Neyyir Can gibileri…

Neyyir Arıbaş
Kayıt Tarihi : 28.6.2006 08:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiir soyumuz Dulkadiroğullarının ve Bektik kolunun göçünü anlatmaktadır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Rüstem Ahmet Gözübüyük
    Rüstem Ahmet Gözübüyük

    tebrikler tarihimizi yazmışsınız usta

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Neyyir Arıbaş