Karacaahmet Şiiri - Necip Fazıl Kısakürek

Necip Fazıl Kısakürek
339

ŞİİR


3232

TAKİPÇİ

Karacaahmet

Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...
Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.
Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.
Ebedi gençlik olum, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar, servi çürür, olum yıpranmaz.
Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,
Zaman deli gömleği, onu yırtan da olum;
Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bolum...
Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
Bu mu dersin, taslarda donmuş sukuta sebep?
Kavuklu, başörtülü, fesli, basacak taşlar;
Taslara yaslanmış da küflü kemikten başlar,
Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.
Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.
Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.
Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
Taslarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

Necip Fazıl Kısakürek
Kayıt Tarihi : 19.8.2000 17:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Murat Kılıç
    Murat Kılıç

    Dinlemek isterseniz

    Necip Fazıl Kısakürek - Karacaahmet [Şiir]

    Cevap Yaz
  • Muhammet Yolcu
    Muhammet Yolcu

    Cevap Yaz
  • Mustafa Öztürk
    Mustafa Öztürk

    Üstad o kadar güzel anlatmış ki ölümü insanın ölesi geliyor.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Necip Fazıl Kısakürek