Gençlik yıllarımızın kara trenleri
Ak buharlar içinde kaybolup gittiler
Bir ayrılık türküsü tadındaki
Uzun soluklu düdükleri ile
Bu gün yamaçlarda kandil gibi asılı kalan
Ya da bir tünelin karanlığında unutulan
O doyumsuz güzellikteki hüzünlü çığlıklar
Hiç bitmeyen özlemiydi ateşle suyun
Makinistin özlemi ise çoluk çocuktu
Ve de bu yağlı karadan uzak
Yemyeşil bir ağaç gölgesinde uyumak
Bu özlemle buhara hükmederdi
Kimi gün keman gibi çalar onu
Kimi gün ney gibi üflerdi
Bu ses dağlardan inleyerek geçer
Vadilerde ak kavaklarla fısıldaşırdı
İstasyona gelirken umutlu ve sevecen
Giderken ağlamaklı ve pişmandı
Çocukluğumun uykusuz gecelerinde
Tren düdükleri ısıtırdı soğuk evimizdi
O zaman anacığım yatağında doğrulur
Tüm yolcuların esenliğine dua ederdi
Şimdi o trenler nerede, kim bilir?
Bir örnek istasyon binaları
Ve beyaz çiçekli akasyalar nerede?
Bir umut sabahının aydınlığında
Bandolar ve marşlarla gelmişlerdi
Bir umutsuzluk akşamının karanlığında
Sessizce çekip gittiler...
(23 Nisan 2009 - Bostanlı)
Sami YalçınKayıt Tarihi : 22.1.2014 15:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!