Oldu bitti severim tren yolculuğunu
Hele de karlı kış günlerinde
Geride kalan yıllarımı hatırlatır bana
Kurtalan’dan İstanbul’a
Bir uçtan bir uca
Bir gün değil, üç gün değil
Günlerce
Beyaz karların arasında
Siyah bir yılan kavisiyle
Kıvrıla kıvrıla süzülür
Sessizce gider de gider
Üç sınıftı vagonlar o zaman
Ben, üçüncü sınıf yolcusu oldum hep
Trenler değişti, yollar değişti
Benim sınıfım değişmedi
Trenlerin bir gidişi
Bir de dönüşü vardır
Gidiş gözyaşları
Dönüş sevinç çığlıkları yaşatır
Ah o trenler, kara trenler…
Sen hiç asker sevki yaptın mı?
Sen hiç tren garından gurbete yolcu savdın mı?
Benim bildiğim,benim bindiğim
Kara tren kömür kokar
Gurbet kokar
Hasret kokar
Sıla kokardı.
Şimdi trenler değil,
Güller bile kokmuyor
O kara trenler tünellerin girişinde
Gurbetten sıla dönüşünde
Öylesine düdük çalarlardı ki
Nice sevgiler,nice acılar gizlenirdi
O düdüklerin içinde
Anadolu ağıtları,
Anadolu ezgileri
Dillenirdi gönlümüzde
Tren bacasının siyah dumanı
Geride matemi bırakırdı göklere
Adına yazılmış türkülerle dillenirdi
Tren, yük hamalı değildi
Sılalardan sılalara gönül taşır
Gurbetlere gözyaşı
Beyaz mendillerle
Uğurlar sallanır arkasından
Eller ufka kadar pencereden vedalaşır
Yiten umutlarımı
Rayında ezilen geçmişimi hatırlatır bana
Paslanmış uykularımla anımsarım
Tahta kanepenin üstünde
Köy kokan yolcuların
Uykusuz bakışları arasında
Ben pencereden dışarıları
Bir de tepeden tırnağa yolcuları
Seyrederim
O yüzlerde kırışık derinlikler
Kirlenmiş sakallar
Terlemiş bıyıklar
O yüzlerde burnu akan çocukların
Yalın ayaklarındaki gelecekleri
Hele de kadınların kaçamaklı öksürüklerini
Bir türlü unutamam
İki de bir çıkınlarını çözüp
Soğan ekmek sofrasına
Davet edişlerindeki ısrarları
Öylesine anlamlı ki
Köyümü,köylerimi
Dünümü,dünlerimi
Yaşatır bana
İçten ah çekerim
Geriye gelmez günler için
Üçüncü vagon yolcuları bir başka olurlar
Nedensiz hepsi de yüksek sesle konuşurlar
Gördükleri yolları, şehirleri
Bazen de askerlik anılarını
Türkülerle süslerler
Beş yıldızlı yolcu sayarlar kendilerini
Üçüncü sınıf vagonda
Esnemeleri bile
Lüksü izah eder
Zaten bu yolcular
Ya gamlı ya da sevinçli olurlar
Kulağımda kondüktörün
‘’biletler beyler’’ sesindeki
Tok denetim
Kabarmış yüreğimi hoplatırdı
Kurtalan treninin kömür kokan
Nefesiyle solurum o yılları
İki de bir kara saplanan
İki de bir rötar yapan
Kurtalan treninde
Az dinlemedim
‘’Kara tren gelmez m’ola
Düdüğünü çalmaz m’ola’’
Ya da garların iç gıcıklayan sevincini
‘’Tren gelir hoş gelir’’türkülerini
Bunlarla biter miydi öyküsü?
Marşlara dönüşürdü bazen,
‘’Demir ağlarla ördük
Anayurdu dört baştan…’’
Övüncümüz, sevincimizdi kara tren
Kış günleri geçit vermezdi Ulukışla
Hem biz,hem trenimiz
Boğuşurduk bu amansız kışla
Kulaklarımız soğuktan
Kiremit rengini alırdı
Nefesimizle pufladığımız avuçlarımız
Mor lahana rengine bürünürdü
Şimdi neden trenler sıla kokmuyor?
Burnumdan gitmeyen iki koku var;
Trenin kömür kokusu
Anamın teninin kokusu
Kayıt Tarihi : 16.5.2013 17:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Durmuş Ali Eker](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/05/16/kara-tren-61.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!