Gecem Tülay'ıma
Mezarlığı altın sözlerimin
Oysa tek bir güzel sözünle canlanır
Üzüncümün yarasaları bekler geceyi
Gözyaşlarımla boyanan
Ve yeminlerimizle beslenir kan niyetine
Sonsuzlaşır emdikçe tözünü ruhun
Hangi ben sensizlikle düğümlenen mutlak
Acının soylu elçileri değil midir
Öldüren kendilerini haberinle beraber
Razıyım ben küllerine
Sana yanık sevdamın
Ki dirildikçe küllenir yeniden ve yeniden ve yeniden
Ey Abhazia'nın kartalı
Seninle avlanır gök
Ölü görkemi dahi yeter kuşatmaya kuzu başımı
Sır dökülüşü yağmur
Açık eden aşkımızı
Islaklığın kancalarıyla yücelir şeffaf
Ah sevgilim, çarmıh çarmıhlığına pişman
Güzellese de çileyi kan makyajıyla
Barikatlar gürültüye kayıtsız ki savaş olsun
Düşlerin inmesi
Issızlıkla yaratılan cehennemde
Ki duman kürtajlarıyla yok olan
Yıkıntı ovaları tragedya gözlerin gezdiği
Ezdiğimiz yasaklığın yargı çiçekleri sevdiğim
Anla aşılan yolda arsız
Yiten şiirin çakıltaşları
Damarlı uzaklara atılan
Gidiş giysilerini çıkaran kucak
Sen kızıl darağacı
Taştan tırnaklarımın aşındıramadığı
Çırpınmalar muştulayan gülüş şafağında
Ey lekesini kaybetmiş tuvalim
Geliyor işte ruhumun renkleriyle çizilen resmim
Kayıt Tarihi : 9.5.2004 23:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Onursal Yakupoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/05/09/kara-gun-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!