Bu satırları sana yazıyorum…
Gece, şehrin bütün ışıklarını kapatmış;
rüzgâr, sokaklara ağır bir sır gibi çökmüş.
İnsan böyle zamanlarda anlıyor
kalbin gerçekte kim için attığını.
Ben anladım Leyla—
benim kalbim çoktan seni seçmiş.
Bazen susuyorum;
çünkü kelimeler, içimdeki yangını
taşımaya yetmiyor.
Bir ismin vardır ya insanın içinde,
dokununca bütün kapıları açan…
İşte sen,
benim içimdeki en suskun duaların
en kabul olmuş hâlisin.
Günler gelip geçti,
yollar uzadı, mevsimler dağıldı…
Benim içimdeyse tek bir şey değişmedi:
Seni düşündüğümde
dünyanın bütün ağırlığı hafifliyor.
Sanki kalbimin üzerinden
yıllardır taşımadığım bir yük kalkıyor.
Sırf bunun için bile
seni sevmeye razıyım Leyla.
Biliyor musun?
Kendime itiraf edene kadar
çok bekledim:
“Gönlüm, bu ömrün en uzun yolunda
seninle yürümek istiyor.”
Çünkü insan bazen
kendi kaderini bile
yavaş yavaş öğreniyor.
Benim kaderimde ise
senin gözlerinin ışığı var.
Kimselere söylemediğim bir şey var:
Adını her içimden geçirdiğimde
bir yerim titriyor.
Korkudan değil,
hüzünden hiç değil…
Bir insanın kalbine
bu kadar yakışmasına hayret ediyorum.
Benim sevgim gösterişli değil Leyla;
göğsüme sığmayan bir sabır,
kimselere eğilmeyen bir sadakat,
kimsenin bilmediği bir duadır.
Ve şimdi, bütün hakikatimle söylüyorum:
Yollar nasıl uzarsa uzasın,
mevsimler nasıl değişirse değişsin,
gönlüm senden geri dönmez artık.
Bir kez karar verdi.
Bir kez ismini mühürledi.
Bir kez seni kendine “ev” bildi.
Ne kadar geç olursa olsun,
hangi rüzgâr savurursa savursun
bil ki Leyla—
bu kalp senin içindir.
Ve ben,
umutla çırpan o inatçı kuş,
her düşüşte yeniden doğrulan,
gökyüzünü sen sandıkça kanatlanan
Çalıkuşu’nun renkli kanatlarıyım.
Kayıt Tarihi : 4.12.2025 20:43:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!