Kara Çocuktu lakabı; adını hiç sormadım, sormaya ne gerek vardı ki zaten.
Annesinin kucağında kulağına bir el ezan okunmuş yada dertli bir türkü söylenmiş, hoşgeldin sevinciyle.
Rüyaları hep maviymiş aşk tadında, barışın rengi yeşil bir çerçeve içinde.
Anlatılmayacak koca sevdalar taşıyordu yüreğinde, bir yanı Amed bir yanı sason'du dilindeki bir çoban şiirinde.
Çocukluğundan miras kalan iki damla yaş vardı gözlerinde,yitirilmişliğin özlemi miydi yoksa?
On dördünü unutmuştu ayın, belli ki büyük yıkıntılar olmuştu içinde, onarılmaz...
Cesurdu; göğsü gergin bir kahraman ve yiğitçe bir duruşu vardı, bahtiyar gibi.
Ummadığım bir dostluk sunuyordu bana yüreği dokulu altın bir tepsi üzerinde.
Kara Çocuk'tu lakabı adını sormadım, sormaya ne gerek vardı ki zaten, dün dost idik, bu gün dostuz yarın da dost olacağız...
İhsan CankurtKayıt Tarihi : 18.1.2008 02:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Daha yeni tanımıştım Kara Çocuğu. Ve ilk üç cümlesini bir Avukatın bürosunda, dördüncü cümlesine asansörde inerken, beş ve altıncı cümlesini bir cami avlusunda ve son iki cümlesini de bir cafede soluklanırken bir fincan kahve tadında yazdığım bir dörtlük. Kara çocuğa özel yazılmıştır.
TÜM YORUMLAR (1)