Karayım diyerek kara bağlama
Soyun karaları, sal kara bahtım
Kara gün kararıp durmaz demişler
Sen de ak günlere, yel kara bahtım.
Yadeller ellini, yetirmez yüze
Gaflete düşersen vurursun dize
Erteleyip durma bahara, güze
Felekten öcünü, al kara bahtım.
Medet umma İlyas ile Hızır’dan
Korku duyma padişahtan, vezirden
Elinden gelirse haşa huzurdan
Bir gün de sen horoz, ol kara bahtım.
El bağlama her namerdin önünde
Kadrin bilmez rezil eder sonunda
Cemaziyülevvel, eski donunda
Bunların aslını, bil kara bahtım.
Muhannete ahvalini bildirme
Peşrev olsun diye, zurna çaldırma
Aç kurtlara, mor kuzuya aldırma
Sürüye sen çoban, ol kara bahtım.
Birini söylersen, üçünü dinle
İyiyi kötüden ayır bilginle
Aklı, fenni, yoğur, imanla dinle
O sana gösterir, yol kara bahtım.
Keder de, sevinç de hep senin için
Sorgula herşeyi, ne zaman, niçin
Güzeli, çirkini, hep ayrı biçim
Dikensiz olamaz, gül kara bahtım.
Bahar habercisi gelecek yazın
Ömür pek kısadır, yolsa çok uzun
Tekneli, teknesiz, her türlü sazın
Sesini çıkaran, tel kara bahtım.
Irak yollar yakın olur hızınla
Koşa yaşa, hem oğlunla kızınla
Sevda türküleri söyle sazınla
Artık efkârlanma, gül kara bahtım.
Kayıt Tarihi : 10.4.2016 20:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!