Kar örtüyor gecelerimi Kar ışık ışık yalaza korsuz alev gibi.. .. ne yüz mumluk ampul nede alev alev yüreğim aydınlatmıyorsa yalnızlıgımı Bırak lapa lapa.. tüm masumiyetiyle yagsın kar bir yorgan gibi üstüme yavaş yavaş uyku derin ve... ve tasasız. Gözlerimi kapadım dünyaya... umurumda değil Şavaş şiddet İşkence ölüm siyah rengini bu gece beyazla değiştiriyor...
..
Kar yağıyor incinmiş gurur/ile.....hiddetinden ağaran kar bembeyaz saçıma
Kar yağıyor metal beyin,ruhsuz ruhsuz robot vicdan insançıklar koynuna
Kuruldu ya...!
Kapan kapan,
Böcek kapan,
Fare kapan,
..
Kar yağıyor yine kar
Bazen dökülen taneler oluyor bir yar
Kar taneleri o kadar zarif ve ince ki
Seyrederken onları içime huzur doluyor sanki
Bakınca onlara insanın içini ısıtıyorlar
Elimize aldığımızda bizi üşütüyorlar
Hem sıcaklar hem de soğuklar
..
Kışın beyazlığında,
Bir kar tanesinin ardından,
Bakıyorum dünyaya,
Beyazlığı, saflığı görmek için
Kar soğuk ama saf,
Kar beyaz ve temiz,
..
18.Bölüm Alternatif Isıtıcı Reklâm Senaryosu
ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN REKLÂM SENARYOLARI; ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNLERİDİR. HER REKLAM SENARYOSUNUN KONULARININ TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB … TARAFINDAN KULLANILAMAZ.. SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ. KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ REKLÂM SENARYOLARI FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ. KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR. ÖBÜR TÜRLÜ HER HANGİ BİR ÜRÜN İÇİN KESİNLİKLE KULLANILMASI YASAKTIR. AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA 'TELİF HAKLARI YASASI' UYARINCA KANUNÎ İŞLEM YAPILIR.
KONU: Kış ayına girilmiştir. Yerler karlarla kaplanmıştır. Bir köy ya da kasaba büyük bir dağ silsilesinin alt tarafına kurulmuştur. Kar da lapa lapa yağmaktadır. Birden dağda bir silah sesi duyulur. Kar kümesi yavaş yavaş aşağı doğru kaymaktadır. Kar kümeleri bir çığ oluşturur. Çığlar ağaçları yıkarak, tepelerin üzerinden evlerin üzerini kar kümeleri doldurur. İmdat sesleri duyulmaktadır. Aynı anda onlarca helikopter havalanır. Çığın olduğu yere gitmektedirler. Olay yerine geldikleri zaman helikopterler üzerine ekledikleri büyük ısıtıcıları aynı anda yakarlar. Hedefte evlerin üzerindeki karlar vardır. Isının etkisiyle birlikte kar kümeleri eriyerek toprağa karışır. Evlerdeki insanlar kurtulmuşlardır.
Not: Bu olay da güzel bir rüya şeklinde de olabilir. Saatin zili çaldığı zaman, karşıda ısıtıcı yanmaktadır.
..
(Bir kış günü)
Kar yağar tozak, tozak, yokluk gönüle tuzak
Giyelim palto. kazak, Yare gidelim yare
Kar yağar tomar tomar,İçimde ateş yanar
Bu sevdâya kim kanar, Yare gidelim yare
..
Kar yağardı
Ben bakardım sonsuzluğa.
Kar yağardı
Ben bakakalırdım sonsuzluğa.
Ben sonsuzluğa bakardım
..
Kar gönlüm hayatı kar içinde
Bir güneş doğacaktır er geç yaradanın emriyle
Kar gönlüm kar ne varsa yüreğinde
Derdi veren devasınıda vercektir elbette
Sabır çeker cenkleşir bir bir her günüm
Kar gönlüm kar yüreğine sevdaysa sevda bu gülüm
..
Garip bir tedirginlikle uyandım ve cama yöneldim. Gelmişti sonunda. Çoktan bahçemizin zeminini kaplamıştı. Kışın ilk karı yağmıştı ve sen çoktan gitmiştin. Benden başka kimse bilmez, sen en çok kar yağarken güzeldin.. Bir an önce çıkmam lazımdı evden, ama oyalanmak için de her şeyi yapıyordum. Hatırlıyor musun sözleşmiştik seninle nerede olursak olalım kimin olduğu yere ilk kar düşerse diğeri işini gücünü bırakıp oraya gelecekti.. Televizyonu açtım çıkmadan. Oraya da kar yağmış. Şimdi oradasın ya, nasıl da güzelsinizdir allahın belası şehir ve sen.. Atlayıp trene gelebilsem.. İmkansız biliyorum. Çoktan sokağa atmışsındır kendini. Nefret ettiğin çamur grisine dönüşmesin diye karın rengi basıp ezmeye de kıyamazsın. Oysa benden başka herkese ve her şeye merhametli olan sen istesen bile taze kar öbeklerini incitemezsin. Eprimiş açık mavi berenle, güve yeniği taklidi kaşkolunla ve melek hafifliğinde yürüyüşünle nasıl da güzel süzülürsün uçsuz beyazlığın üzerinde..
Benimse işim zor. Sensiz yağan ilk karla hesaplaşmam lazım. Sıkı sıkı giydirilmiş ve sadece burunlarının ucu görünen bebeklerin berelerini aralayıp baktığımda, seninle beraber gördüğümüz boncuk boncuk gözleri görebilecek miyim yine? Peki bütün dünyadan saklandığımız odunpazarındaki parka nasıl içim titremeden gidebileceğim? Ellerimi yakan boza nasıl boğazımdan geçecek? Konaktan bozma lokantaya kahve içmeye gidersem yine ve ilkokul öğretmenine benzettiğin tonton teyze bana seni sorarsa ne cevap vereceğim? Hem ben eldiven takmam bilirsin ve ellerim hep üşür.. Hiç çıkarmayacak mıyım ceplerimden? Burnumun direği şimdiden sızlamaya başladı. Kaç şişe kanyak içsem sıfırdan başlarım?
..
Sağ elimin parmak uçları, tırnaklarımla tırnak etlerimin birleştiği yerde kan revan içinde. Tekrar tekrar kazıyorum arabanın ağırlığından sıkışmış karı. Soğuktan çatlamış ellerimin jilet kesiği gibi kıymık kıymık olmuş parmakları. Yarıldıkça sıkıyorum acı veren avuçlarımı ve parmak uçlarımı.
Yaşamak veya ölmek, teslim olmak veya olmamak… Düşünemiyor insan artık kahpeliği, düşünemiyor insan artık çocuklarını… Ve çaresiz… Ve umutsuz… Ölümle yaşam arasında gidip gelmek, Ne kötü Allah’ım bunu yaşamak!
Hava karanlık, fırtına keskin ve şiddetli. Göz gözü görmüyor, sanki cehennem azabı, sanki cehennem ızdırabı… Şiddetle savrulan karlar olmuş bir tufan. Nefes aldırmıyor saniye geçmeden… Ne olur sevdiğim inan… Yaşamaksa seçtiğim yol, geçip gitmeliydi bu an. İşte, buydu içimdeki hırs ve heyecan…
Çağ uzay çağı, yıl iki bin beş, ay karakışın sonunda bir bahar ayı, gün Mart’ın on biri, yolculuk başı gece yarısı, saatin üçü, arkadaşımla ölüm vedalaşması, uyurken ayrılıyorum kendime Allahaısmarladık bile diyemeden…
..
Şu gönül penceremin, tülünü araladım,
Sarıkamış dağlarında, Şuhedayı aradım,
Yüreğimi zemherinin, buzuyla yaraladım,
Benide aranıza, alın Kar Çiçekleri,
Kanayan bu yaramı, sarın Kar Çiçekleri.
Güneş ile bulutlar, el ele verdiğinde,
..
Kar tanesinin bakışlarında görüyorum kuşları.
Özgürlüğü anlatıyor bana kar tanesi.
Kar tanesinin derininde saklı huzurun anlamı.
Uzun uzun baktıkça anlıyorum yaşamayı.
Beyazlığın içinde saklı gökkuşağı.
Renklerin anlamını öğretiyor kar tanesine.
Bulutların içinde saklambaç oynuyor kar taneleri.
..
Gölgesinde yaz güneşinden saklandığımız ağaçlar
Kış günü aynı yerde inler cinler var
Güneş yok sıcak yok yok o sıcakkanlı insanlar
Zaten oturan da yok diye üzüntüsünden dökülmüş birer birer yapraklar...
..
Dağına kar yağmış adamın.
Adamın dağına kar yağmış...
Yaz günü, yaz gününde.
Cenazesi öğleden sonraymış...
Belki de öğleden önce,
Kadınının...
***
..
Kar yağıyor kalbime kar yağıyor hüzünlü
Yılların yorgunluğu biriken uzaklardan
Şekerler şerbet oldu şile bezden süzüldü
Buram buram bu hasret kristali neylersin
Kar yağıyor kalbime kar yağıyor hüzünlü
Yordamını bilmeyen sualsiz mekânlardan
..
Her geliri kar sanma, kar değildir her akar!
Bazen başta kar olan, akıbette baş yakar!
Fani ise bir irat ve de değilse helal;
Kar sandığın o meta; emin ol ki sahte kar!
..
SAÇIMA DÜŞER KAR TANELER
=
=
=
Dışarda kar yağar sepeler
Çıksam dışarı kar tepeler
Yüzüm buruşturyor tipiler
..
Canım benim, seni satırlara kazımadan önce seni daha iyi tanımalı, en yakınında olmalı, ve sana daha zengin ve daha kelebekli şiirler yazmak isterdim.
Bir an, gözlerini gözlerimin önüne getirince tüm güzelliğinle yüreğime adeta sevgi sözcükleri pompaladın. Sen çok değerliydin bende, ve seni anlatmanın yollarını aradım günlerce. Çok sürmeden döküldü dilimden bin bir hece. Bembeyaz bir kar tanesi düşer ya, hiç beklemediğin anda dağa, tepeye, şehre, kasabaya, sende o bembeyaz kar misali düştün yakınıma. Sende o kar tanesi gibi şeffaf, doğal ve huzur doluydun. Sen karı, gözlerin ise çimeni andırırdı, ve bir prenses gibi asildi bakışların. Sanki gözlerine dalan sürüklenecek başka dünyalarda kendini hissedecekti. Sen gülerken karşındaki seni hayranlıkla izlerdi, dedim ya sen farklıydın. Sen bazen, gökyüzünden kar tanesi gibi süzülür düşer, bazen ise, yeryüzünde çiçek olarak açan aşina bir güzelliktin. Yeryüzü seninle güzelleşirdi, çünkü varlığın bir nevi bayramdı, şu eski hiç bitmesini istemediğimiz bayramlardan...
Senin yüzünde, herkezden ve her şeyden uzak ölü bir denizin kıyısında oturup, bir yandan martıları seyredip bir yandan da iki tek atıp hayallere dalan adamın bile yaşayamadığı huzuru bulurdum. Bir gülüşün, bin öpüşündü sanki. ilk defa gözlerim birini bu derece kırmızı bültenle arar oldu. İlk defa kalbim dört bir yandan oklara hedef oldu. Kalbim yoğun bakımda sen ol onun yanında! ..
Gözlerimle seni arıyorum, unutma kar tanem çimen gözlüm biriciğim seni çok seviyorum!
..
Kar tanesi benim gibi dayanıksız
Kar tanesi benim gibi zayıf
Kar tanesi benim gibi küçük
Birleşiriz kar tanesi gibi
Dağların eteklerini sararız
..
Dertlerimi beyan edemiyorum
Güvenip tuttuğum dala kar yağdı
Şöyle başım alıp gidemiyorum
Sılamıza giden yola kar yağdı
Kış günü gurbetin yolunu tuttum
Bir sıcak çorbayı çoktan unuttum
..