Karın lapa lapa yağışını izlerken içime tarifi imkânsız muazzam bir coşku, harikulade bir huzur ve mutluluk doluyor. Birde, yağmur yağarken hissederim aynı şeyleri… Sanki bir kargaşa gizlidir bu sessiz düşüşlerin ardında, bir coşku, telaş, kararsızlık… Bir boyun eğiş belki ama vakur bir mutluluk… ve büyük bir tutku, özlem mutlaka... Tüm evreni içine sığdıran, tüm duyguları kapsayan bir kavrayış hissederim tenime değen her bir kar tanesinde yahut yağmur damlasında… ve kanıma işleyen bir sıcaklık; eriyip yanaklarımdan kayan her bir zerrede… - yüzyıllar öncesinden miras kalan bir içgüdü ile belki de kim bilir- uçsuz bucaksız vadide yağmurdan kaçıp bir kaya kovuğuna sığınarak çalı çırpı ateşinde ısınmak isterim. Ciğerlerime derin derin toprağın ve yağmurun kokusunu çekmek ve sadece karnımı doyuracak kadar yiyeceğin tasasında, yalnız geceyi geçirecek kadar gelecek kaygısında olmak… Tenimle birlikte kalbimi de yakan bir tutkuyla, belki de hiç gelmeyecek 10 yılları ya da hiç olmayacak çocukları düşünmeden yanıp kavrulmak yüreğimin tüm coşku ve arzusuyla…
Karın sessiz sessiz yağışını izlerken temel taşlarından biri olduğum doğaya ne kadar yabancılaştığımı fark ediyorum birden… ve ne kadar özlediğimi onun parçası olduğumun farkında olmayı, buna ne kadar ihtiyacım olduğunu… Rüzgârın önünde savrulan sarı yapraklarda -belki biraz hüzün dolu ama- büyük bir coşku hissediyorum, heyecan dolu bir yolculuk… huzur dolu sıcak bir sığınak var sanki takılıp kaldığı kuytu köşede… Sandığımız gibi bir terk ediş bir bitiş ya da… ya da ne bileyim bir kahrediş olmadığı, tersine olgun bir kabulleniş ve olağanüstü bir bütünlük var gibi gelir sonbaharda da…
Karın yavaş yavaş tükenişini izlerken içimde gerçek bir hüzün ve büyük bir özlem beliriyor. Ne garip… işte bu dakikalar bana bir ayrılık ya da terk edişi, apansız bir gidiş belki de ölümü hatırlatıyor ve acıyor içim… Sanki sessiz bir ağıtla ağlıyor her bir hücrem. Uçsuz bucaksız topraklar, ağaçlar, hayvanlar, binalar, dağlar… Hepsinin, hepsinin bir yanı kanıyor aynı ağıtla sanki… Gözlerimi kapayıp toprak ana oluyorum… Kuşların dalımda öttüğünü, hayvanların kuytularımda koşup, yavruladığını, otların, tarlaların tenimde yeşerip yetiştiğini hayal ediyorum… ve kocaman insanların; surlar, kaleler ya da duvarlar ardına saklanıp yalnızlaşan küçücük insancıkların tersine; göğsüme uzanıp sere serpe huzur içinde uyuduklarını, koşup oynadıklarını, yiyip içtiklerini… Biraz buruk vedalaşırken kar taneleri ya da yağmur damlalarıyla, tenime bıraktığı damlacıklar için şükranlarımı sunuyorum, kokusu ve ondan kalanlarla avunmaya çalışarak…
Sessizce yanağıma düşen kar taneleri ya da yağmur damlaları bana hep bu masalı anlatır yıllardır… ve ben saygı dolu bir sükûnetle dinlerim hiç bıkmadan usanmadan hem büyük bir özlemle…
..
Kar bekliyorum
Yağsa da kapansa yollar
Arsız aşıktan kaçıyorum
Kalkmasa da geçse yıllar...
Kar bekliyorum
Bulutları indirse yeryüzüne
..
Kışı seven sevinsin
Sevmeyen dövünsün
Kardanadam övünsün
Ahamda kar yağdı
Zengin olana dert değil
Odun kömür şart değil
Kayak yapar sörf değil
..
Kar yağıyor...
Hava durumu haberlerinde bir cümleyle ifade ediliyor,
Bu yılın güneşsiz geçeceği.
Kar yağıyor...
Usul usl sokuluyor salgın hastalık kalabalığın üzerine,
Herkes ağır hasta,ölüm kurtuluş gibi.
..
Ey sevdiğim hani hatırlarmısın
Kar yağardı, biz el ele gezerdik
Bir kış daha geldi, hadi varmışın
Kar yağardı, biz el ele gezerdik
Hava çok soğukmuş, yoktu önemi
Varlığın hep ısıtırdı sinemi
..
İbadet vardı dün gece koca konakta,
İnsanlar toplandı müzik eşliğinde,
İnsanlar dağıldı bittiğinde.
Kar başlamıştı geceyle beraber yeryüzüne,
Bir gece yağdı...birde kar yağdı.
İstanbul sokaklarına.
..
Kar
hayatı sardı
kar,
hayatı ak kundağına;
karla örtülü Karadeniz'de martılar
mavi gök
kara toprak.
..
Buralara yağmur yağıyor kar yerine
Çok üşürsünya sen, rica ettim bulutlardan
Yağmayacak artık kar.
üşütmeyecekler seni...
Yok illa yağmak istersen dedim
Benim başıma yağ,
Dün gece farkettim,
..
Kar…
Mevsim kış, soğuk yakıyor bedeni…
Pabuçlarım ayaklarıma kadar yaş,
Yağan kar siliyor, terimi…
Bedenim yaşlanıyor gibi bembeyaz.
..
Lapa lapa yağan kar hoş geldin
Şehrimize hoş geldin umudum'a
Her halin can verir tüm mahlukat'a
Hoş geldin yağan kar hoş geldin
Tanrım eylerse güzel eyler
Cismin soğuk evimize neşesin
..
Kâr Yok
Allah'tan, Tek İlah'dan başka yâr yok.
O'nun yolundan başkasında kâr yok.
Berlin, 16 Eylül 2007.
..
Canlılardaki Hayat
Kar kristallerindeki ışıltı, kar kristallerinden değil, gökteki güneştendir.
Canlılardaki hayat da, canlıların kendinden değil, onları yaratan Allah'tandır.
Berlin, 16 Şubat 2009.
..
En Büyük Kâr
Ne ölümü öldürebilirsin, ne de dirilmemeye gücün yeter.
Bu durumdakiler için Allah'a teslimiyet, en büyük kâr eder.
Berlin, 4 Mart 2010.
..
Kar beyazdır,
Gül ise kırmızı.
Kar yine beyazdır,
Gül ise pembe,sarı….
..
-Kı$ ayında güne$ görmek degil marifet, temmuzun ortasında kar yagmalı kar! !
-Annem ve babam yine yanımda olacaksa, cennet sizindir..
-bir $ehir olsaydık ke$ke, en azından gelenimiz gidenimiz olurdu..
..
YARDAN HABER VERİN KUŞLAR
=
=
=
Soğuktan buz tutar teni
Kar esir almış hücremi
Sis kapatır göz perdemi
..
Mevsim kış, kimi kardan adam yapar,kimi kayak
Kimi, kızakta yapar doğumu, kapanmış yollar
Kiminin evi buzdan, kimi soğuktan donar
Kar yorganı toprağın, toprağa yatacağız bir gün
Kar deyince kurtlar gelir aklıma,
..
Haya denen damarlar çatlamış ta derinden
Nasırlanmış yüzlere söz kâr etmez neyleyim
Kafatası çürümüş kokuyor her yerinden
Böylesi beyinlere tuz kar etmez neyleyim
Bizler bizi aldattık çok kullandık 'He! 'leri
Kötülere özendik yazabilsem neleri
..
Geçirdik bahar-yazı, geldi kışın başları,
Coşuyor deli gönül, bir sevdiği var ise.
Dizlerin tutmaz olur, gözler döker yaşları;
Üşürsün yazın bile, gönle yağan kar ise,
Yanar durur yüreğin, içinde ki yar ise.
..
Bu yolların sonunda vuslata gidiyordun
Dağlarıma kar boran yağar sensiz ne olur
Kapandı hep yolların hani ya geliyordun
Dağlarıma kar boran yağar sensiz ne olur
İnanmıştım sözüne inanmıştım ben sana
..