Kaplumbağanın Kanatları Şiiri - Olgun İş ...

Koyu karanlık, açtım gözümü, yeni uyandım..
Saate baktım, hâlâ geceyi gösteriyor, durmuş
Pili bitti galiba ya da o da dayanamadı artık
Kendime gelmeye çalışırken gülüşün geldi gözümün önüne
Gülümserken buldum kendimi, deliriyor muyum nedir
Yok yok, delilik böyle olmaz ki, hala sızlıyor sinir uçlarım
Delirsem, acı duymazdım mutlaka, ne bileyim, anlamadım bir şey
Attım balkona kendimi, derin bir nefes alayım dedim
Onu da yapamadım, tıkandım kaldım, nefesim de kalmamış
İyide nasıl yaşıyorum, ee tabi yaşamak denirse buna..

İncir istedi canım, üşendim gidip almaya, sen olsan alırdın mutlaka
Kapının gıcırtısı düzelmiş, muslukta damlatmıyor artık, buna da şaşırdım
Yok yok ben cidden iyi değilim, az önce uçan bir kaplumbağa gördüm çünkü
Dur hemen gülme, kaplumbağalar tabii ki uçmaz, biliyorum..
Ama kanatları vardı, ipek gibi, zarif ve ince, renkli, nasıl da güzeldi
Bir çay koyayım en iyisi, çay her şeye iyi geliyor, öyle derdin
Çay da kalmamış, dışarı çıkmak şart oldu, bir şey ister misin diye sormayacağım
Sen sormadın çünkü, sorsaydın ben de sorardım, vallahi billahi sorardım..
Yemin etmemi de sevmezdin hatırladım, tamam susayım en iyisi cancağızım
Ne çok bitmiş var liste uzun, imkanı yok toparlayamam, son bir kez gel el at

Dışardayım, aynı kaplumbağayı gördüm, bu bildiğin sıradan kaplumbağa imiş
Demin gördüğüm kanatları nerde, sen mi kopardın yoksa, hadi itiraf et
İçimdeki koyu kahverengi özlem, çocuksu sırnaşıklığın, bir de ellerin olmasa
Çekmezdim seni, çekemezdim, kaplumbağayı da beni de rahat bırak artık
Çık hayatımdan, benliğimden, ruhumdan, hadi bir zahmet ya..
Şu kocaman şapşal gülüşünü de al giderken, en çok o yakıyor canımı..
Hadi hoşça kal..