Hoş gelmiş, sefalar getirmiş ama …
Kapıdan girdiği an., baş köşemize kadar adımlayacağı kırmızı halı mı serelim ayaklarının altına....
Belki hasret çekiyordur diye en sıcak yaz tablolarıyla mı donatalım dört duvarımızı..., önüne de yaz meyvelerinden bir sepet, yanında da
Bahar çiçeklerinden bir çelenk takıp boynuna., şekerleme, çikolata vesaire…,ne yapalım yani…
Hal-hatır sorduktan sonra., kahkaha dozu en yüksek fıkralardan şırınga mı yapalım havaya ya da incesaz heyetinden inlemeyen nağmeler mi çekelim…
Akşama da rakı-balık şöyle okkalı bir ziyafet., yediği önünde yemediği arkasında... Olmadı bir de dansöz mü çıkartalım masanın üstüne...
Uvertür olarak.., nerelere yeni camiler yapalım, hangi TV dizilerini hayal dünyasından çekip alalım da günümüzün ortasına koyalım türü sert fındık-fıstık tanelerini dişlerken dişlerimizi mi kıralım...
Yoksa bu “AY MİLLETİ”, hoş geldin., güzelliklerle gelmiş olmanı rica ederiz., lütfen., filan gibi karşılamalardan hiç anlamıyor. ..
Bir de böylesini deneyelim bakalım…
Hadi bakalım Aralık.., sağlığına, mutluluğuna, yüzünün gülmesine bütün insanlık adına kadeh kaldırıyor, hoş geldin diyoruz…
Var mı başka bir isteğin., çekinme söyle…
Sen sadece ağaçlarımızdan, üstünde gözyaşı olan yapraklarımızı düşürme yeter...
Cevat Çeştepe
Kayıt Tarihi : 1.12.2022 13:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!