Ben kılıçların gölgesinde büyüdüm,
ve daha kimse kılıcını kuşanmamıştı.
Ilık bir meltem eser diye bekledim
Günlerin en eski efsanesi,
Ki ölümün payesi daha ufka ulaşmamıştı.
Kırmızı mercan kayaların üzerine vuruyor dalgalar
Denizin en eski şehridir; dağlara sığınmış
Günahların matemlerini ayinleştiriyor
Bir kadın ki susuzluğu dillerde
Erimeden dağlar, dinmeyecek sızısı
Ben korkusuyum düşmanımın
Gecelerce yürünülen yollardan
Korkular perçinleştirir dile getirdiklerim.
Benim yeryüzünün asil ve pak bekçisi
Çıplak ayaklarımla yürürken tanırsınız beni.
Fırat'ın üç toprağa dağıttığı dirilik
Çöküyor daha sonuna gelmeden haset.
Her kimse arif olan dilini çeksin
Çeksin çekilmeden nehrin suları
Boğuluyor nehrin yatağına gömülü
Sis, pus ortalık göğü görmüyorum
Ne denecekse denilsin daha ölmüyorum.
Kıracağım demirden gürzü, etten suntayı
İçimize saklıyoruz sustuklarımızı
Oysaki her şeyin başındayız daha…
Kayıt Tarihi : 14.2.2024 01:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!