Titrek, güçsüz ve amaçsız kelimeler…
Nerede o mutluyken eksik olmayan sesler?
Kimisi ateş gibiydi,
Ruhumu ısıtırken ömrümü eritti.
Kimisi sarmaşık gibiydi,
Gülleriyle sarhoş ederken dikenleriyle kanattı.
Kimisi beton gibiydi,
Sırtımı yasladıkça ezdi, geçti.
Neredesiniz masada yüzüme gülenler?
Mahur yüzlerle, acı bakışlarla gittiler.
Herkes sandı ki acıyarak baktıkları kişi
Hayatı bitmiş, kapatmış hayalleri
Kimse görmedi o tiksinç yüzleri.
O buruşuk alın, büzüşük dudak
Düşmandan daha çok batan gözleri.
Kayboldum kimliksizliğimde, boşlukta.
Bir gramofonun çatlak sesinde,
Bozuk piyanonun kopmuş telinde
Bir alkoliğin siyah poşetinde
Kayboldum eski dostların sessizliğinde.
Sevgiye nefretim oldu
Nefrete biraz sempatiğim
Elimde kalan tek şey sinir
Islak kirpik, göze batan kıymık gibi
Neredesiniz geçmişinde sırtımın izi çıkanlar?
Kin artık yeni dostum, düşman ise aynalar
Güneş daha çok yakıyor canımı
Rüzgar daha çok sarsıyor
Taşlar daha çok batıyor artık
Duygularımın olduğu kaldırımlar boş
Neredesiniz ey beni ben yapan duygular?
Hepiniz suçlusunuz, hükmünüz idam.
Güven, aşk, sevgi, bağlılık hepsi yalan
Sonun bellidir, kuyunu kazan küreği tutuyorsan.
Ben buradayım işte, bozuk birkaç cümle.
Kırık sokak lambası, belki soğuk hava dalgası.
Bir saz kadar içliyim, ama tellerim kopuk.
Bir keman kadar asilim, arşem kayıp.
Bir gitar kadar gencim, akortum bozuk.
Bir kitap kadar doluyum, sayfalarım eksik.
Kim bilir, belki ömürden kesit,
Belki damarlar kesik.
Emir Yılmaz
03.03.20
Kayıt Tarihi : 5.3.2020 00:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!