Taç edip başıma, nurlu geceyi
Kandil’in şavkına, baksaydım keşke
Dilde küfürleşen, cümle heceyi
Odun niyetine, yaksaydım keşke.
Bereketin feyzi, bitmesin diye
Kaybolan ümitler, yitmesin diye
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
ÖNCELİKLE GÜNÜN ŞİİRİNİ VE ŞAİRİNİ TEBİRİK EDİYOR, SEÇİCİ KURULA TEŞEKKÜR EDİYORUM.
VE MÜBAREK BERAAT KANDİLİNİN İSLAM ALEMİNE VE TÜM İNSANLIĞA BARIŞ VE HUZUR GETİRMESİ DİLEĞİYLE TÜM SANAT DOSTLARININ KANDİLİNİ TEBRİK EDER, SELAMLAR SEVGİLER SUNARIM.
* D u a **
Pişmanlık içinde yoksul perişan,
Kapındayım işte nagâh, Allah’ım.
Ruha ilaç değil ne ikbal ne şan,
Diz boyunu aştı günah, Allah’ım!
İçimde ırmaklar bulanıp taştı,
Ufukta sis boran eyvah, Allah’ım!
Nedamet gemisi rotayı şaştı,
Çaresiz bu hakir seyyah, Allah’ım.
O sonsuz nurundan bir ışık saç da,
Ayân olsun beyaz siyah Allah’ım.
Kurtuluş kapını aralık aç da,
Güneş gibi doğsun felah, Allah’ım!
Yok sığınılacak başka bir liman,
Dönülecek başka cenah, Allah’ım.
Nasip et her daim kâmil bir iman,
Kıl bu hakiri de agâh, Allah’ım!
(Taşova, 26.02.2010)
Ali Rıza Atasoy
Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu
Yoğunlaşmamış, derinleşmemiş şiir.
Şart mıdır?
Değildir.
Önemli mi?
Önemli
Bir arkadaşıma ''Şâir ne güzel söylemiş'' diye başlayıp 'ders olsun' niteliğinde aktarabileceğim bir bölüm içermiyor.
O halde kalıcı mı?
Değil.
Şiir güzel mi?
Güzel.
Bu bir tezat mı?
Değil.
Robotun biri yazmamış bu şiiri.
Onu duyabiliyorum.
a. 1. Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket. 2. Artma, çoğalma. 3. İlerleme, kültürel gelişme, olgunluk: “Bu hayırlı teşebbüsün doğu vilayetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyiz Cumhuriyet hükûmeti için ne mutlu eser olacaktır.” -Atatürk. 4. Manevi haz, mutluluk, iç huzuru.
TDK Sözlüğü....Sinyali hocam haklıdır...
feyz ve faiz kelimeleri aynı köktendir..artan demektir...fazlalaşan demektir...yani bir anlamda kullanımına bağlı bereket anlamını da karşılar
Feyiz Köken: Ar.
Cinsiyet: Erkek
1. Bolluk, bereket. 2. Suyun taşıp akması. 3. Bilim, bilgi
TDK Sözlüğü
ilham anlamını sizden duydum hocam..ama haklısınız ; o anlamda da kullanılır..
'feyiz',ilham demektir Ali Bey kardeşim.'bereket' anlamı da mı varmış?
Aşağıdakilerin hangisinde bir mantık hatası vardır?
a) Bereketin feyzi, bitmesin diye
b) Kaybolan ümitler, yitmesin diye
c) Beni Gayya’lara, itmesin diye
d) Cennet vadisine, aksaydım keşke.
ipucu;
bereket = feyiz
yitmek = kaybolmak
Sen lüzumsuz adamsan lüzumlu kimse yoktur muhtemelen :)
O bilir kendini.
ABD mi?
Robotlar geziyor sokaklarda.
Bütün işi yürüten azınlığı henüz göremedim.
Evler güzel, arabalar güzel, yollar güzel...
Gerisi koca bir boşluk.
Koskoca bir boşluk.
Halk korkunç cahil.
Üstad,bu 'niza' sözcüğünde güzel he var mıydı?
Taç edip başıma, nurlu geceyi
Kandil’in şavkına, baksaydım keşke
Dilde küfürleşen, cümle heceyi
Odun niyetine, yaksaydım keşke.
Demiş ki şu nurlu gecenin kıymeti keşke bilsem, bir ucu (farkında bile olmadan) küfre giden cümleleri kurmayabilseydim keşke.
Bereketin feyzi, bitmesin diye
Kaybolan ümitler, yitmesin diye
Beni Gayya’lara, itmesin diye
Cennet vadisine, aksaydım keşke.
İlk dörtlükten çok farklı bir şey yok. Hayır ameller işleseydim...
Yolunda ağlarken, zikrinle solup
Gönül heybesine, ha bire dolup
Kutup yıldızına, nazire olup
Yıldırımlar gibi, çaksaydım keşke.
Yolunda olsaydım zikr üzre (yoğunluk ve ağırlığından) sararıp solmuş bir halde (cümlenin zahirinde çelişki mi var?) kutup yıldızına nazire edercesine parlasaydım...
Zalimin mazluma; yükü, cezayla
Kul; kavuşmak ister, bin bir ezayla
Menzile varırken, kavga nizayla
Başımı belaya, soksaydım keşke.
Şiirin söyleminden sapma var. Bu biraz ayrı bir konu. Öte yandan net de değil. Elimi taşın altına koyup bu yolda başıma dert alsaydım diye anlamak en iyisi...
Yolunda depremler, yıksa da beni
Götürüp deliğe, tıksa da beni
Giyindim hırkayı, sıksa da beni
Boynuma zinciri, taksaydım keşke.
Bir önceki dörtlüğü öyle yorumlarsak burada da sonuçta aynı şey söylenmiş oluyor. Öyle bir zindana girseydim ki o robotların hürriyet zindanından daha fazla huzur verseydi bana. Çocuğun ana kucağındaki hali gibi bir huzur işte.
Dünya nimetini, iste sen nazla
Ne az ver Allah’ım, ne de çok fazla
Diz çök de, dua et, derdine sızla
Yüzümün akıyla, çıksaydım keşke,
Kandilin şavkına, baksaydım keşke.
Muhatap değişti. Başkasına nasihat etmeye başladık. Öte yandan, ''Ne az ver ne fazla'' duası çok anlaşılır gelmedi. İstemekte esas hep fazla, hep fazla istemektir, Allah'tan istemekte kanaat yoktur.
Şiir iyi de, daha önceki bir yorumumda da söyledğim gibi, geleneksel kalıpları çöpe atmasak bile onlar içinde harikalar sunabilmemiz gerek okura. Bu yolda başarılar diliyorum.
Bu şiir ile ilgili 66 tane yorum bulunmakta