Merhaba güzel annem,
.......En son mektubumda artık buradaki hayata alıştığımı anlatmıştım. İnsan her şeye alışıyor ama hasrete alışılmıyor nedense bir türlü. Daha öncede ayrı kaldığım zamanlar oldu sizlerden ve tüm sevdiklerimden ama inan ki hiç böyle olmamıştım ben hiçbir ayrılıkta..
.......En son konuştuğumuzda sen hala benim küçük oğlumsun demiştin ya bana. Neden büyümez çocuklar anne babalarının gözünde hiç? Bunu baba olduğum zaman öğreneceğim sanırım.
.......Aslında korkmuyor da değilim büyümekten. Sebebini bilmediğim bir çocuk kalma isteği var içimde, olup bitene hep beş yaşında bir çocuğun gözlerinden bakabilmek, acılardan bile küçük mutluluklar çıkartabilmek payıma. Ve hala yaslayabilmek istiyorum hayatın karabasan gibi üzerime geldiği gecelerde yorgun başımı omzuna.
.......Güzel annem ne kadar büyüsem de bilmeni isterim ki ben koynunda uyuyan o çocuk yüzüyüm hala. Gözlerim beş yaşında. İnan bana acılar yüreğimi büyüttü sadece ama beni asla.
.......Büyümek de istemiyorum hiç bir zaman. Korkuyorum hayatın beni her seferinde acılarla imtihan etmesinden, sanki bütün suçlu benmişim gibi büyümüş olmanın bütün ağır yükünü omuzlarıma yüklemesinden. Korkuyorum aşık olup sevilmemekten, incitilmekten, yapılan haksızlıklara ve söylenen yalanlara karşı çıktığımda yanımda kimseyi bulamamaktan.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.